Sohbetler2025-05-07T17:24:23+00:00

SOHBETLER

SOHBETLER

07 Nisan 1952 | Sayı: 41

Kategoriler: Sohbetler|

Bundan evvelki sayılarımızdan birinde: Âdemde bir et var, denilir; yürek, Küreden büyüktür, gizlenir felek; Binbir sıfat gizli, sıtreder melek, Rahman sarayıdır, kul gözü görmez, dörtlüğü ile başlayan bir doğuş vermiştik. Bu doğuş, (Kâmil İnsan)ın gönlünü anlatmaktaydı. Bir sohbette bu doğuşun okunması vesilesiyle; Emre’ye “Gönül nedir?” diye bir sual soruldu. Emre [...]

14 Nisan 1952 | Sayı: 42

Kategoriler: Sohbetler|

Bu sayıda, Emre’nin muhtelif sohbetlerde ahlâk mevzuu üzerinde söylediklerini bir araya getirmeye çalışacağız. İki papaz, güya ilmi bir mubahesede bulunmak üzere, hakikatte ise alay etmek maksadı ile İmâm-ı Azam’ın yanına gitmişler. Daha ilk sualde alaya başlamışlar: Senden bir şey soracağız. Soracağımız şeyi biliyor musun? İmâm-ı Azam sükûnetle ve mülâyim bir [...]

21 Nisan 1952 | Sayı: 43

Kategoriler: Sohbetler|

Bu sayımızda, okuyucularımıza, iki hafta kadar evvel yapılmış olan bir konuşmanın notlarını vereceğiz. Emre’ye tasavvuf mevzuu üzerinde sual soran ve biri doktor, diğeri felsefeci olan iki münevver zatla yapılan konuşmayı, ne yazık ki başından itibaren zaptedemedik. O konuşma, bu gafletten uyandığımız zaman şöyle devam ediyordu: - Mutasavvıflar maddî, yani cismânî [...]

28 Nisan 1952 | Sayı: 44

Kategoriler: Sohbetler|

Emre’ye çok defa şöyle sorarlar: “Size dinsiz diyorlar; size tarîkatçı diyorlar, size şeyh diyorlar; ne dersiniz? Açık kalple sorulan bu suallere o şöyle cevap verir: -   Biz dinsiz değiliz. Din bir yoldur. Herkes aklına ve anlayışına göre bu yolun bir noktasında bulunmaktadır. Kimisi yolun başında, kimisi ortasında, kimisi de nihayetindedir. [...]

05 Mayıs 1952 | Sayı: 45

Kategoriler: Sohbetler|

Yunanistan’dan gelen iki zâtın sormuş oldukları suallere verilen cevaplar: İlk mülâkat, 20 Nisan 1952 Pazar günü saat 18’de başlayarak 21Nisan Pazartesi günü saat 23’e kadar bilâ fasıla 29 saat; ikinci mülâkat, 26 Nisan Cumartesi günü saat 18’den 27 Nisan 1952 Pazar günü saat 19’a kadar 25 saat devam etti. Bu [...]

12 Mayıs 1952 | Sayı: 46

Kategoriler: Sohbetler|

Bay Nikola, Emre’ye şöyle bir sual sormuştu: N. -    Domuz eti niçin haramdır? E. – Domuz etinde bir kurt vardır. Bu kurdun yumurtaları hararete dayanıyor, kolay kolay ölmüyor. Kana çiğ, yani canlı olarak karışınca hastalık yapıyor. Bir de, domuz dişisini kıskanmaz. İşte o hastalıknan bu pis huy bizlere geçmesin diye [...]

19 Mayıs 1952 | Sayı: 47

Kategoriler: Sohbetler|

Emre, insan varlığına dair şunları söylemişti: İnsan, hakikatte çok tatlı bir şeydir. Nasıl tatlı olmasın ki, Allah onu “Ve lekad kerremnâ beni âdeme” sözü ile taltif etmiştir; “Eşref-i Mahlûkat” yapmıştır. Fakat “insan” insan olmadan evvel “beşer”dir. “Beşer” kelimesinin son hecesi ise “şer”dir. “İnsan” adını alabilmek için içimizdeki “şer”leri atmak lâzımdır. [...]

02 Haziran 1952 | Sayı: 48

Kategoriler: Sohbetler|

- Boyuna öl, öl diyorsun; nedir bu ölüm? Emre bu suale şu cevabı verdi: - Tasavvufî hakikatleri anlaması da, anlatması da cidden zordur. İlâhî hakikat çok basittir. Basit olduğu için inanılması ve kabul edilmesi güçtür. Bunun içindir ki, bu hakikati, arayanlara bir hayli emek çektirdikten sonra söylemişlerdir. Emeksiz elde edilen [...]

16 Haziran 1952 | Sayı: 49

Kategoriler: Sohbetler|

- Ölmeden evvel ölmek var diyorsunuz.          - Evet. Ölmeden evvel ölmek var. Hz. Muhammed bu işi yapmış. Şu kesret âlemindeki sayısız varlıkların bir tek canı olduğunu anlamış. İnsanları ama bütün insanları orada tevhid etmeğe çalışmış. Bu uğurda yorulmuş, sevinmiş, sıkılmış. Kur’ân bu didinmeler esnasında bizi hidâyete sevk ve ihyâ etmek [...]

30 Haziran 1952 | Sayı: 50

Kategoriler: Sohbetler|

- Yalan için ne dersiniz? - Yalan, bütün kabahatlerin başıdır. Kabahat gizli yapılır. Bir şeyi gizlemek, o şey yapılmışken, onun yapılmadığını söylemek değil midir? Şu halde her kabahatin gizlenmesi, yalan söylemekten başka bir şey değildir. Yalan, her suçun başlangıcıdır. Biz yalan söylemeyi bir tarafa bırakalım, yalanı dinlemeyi bile unutmalıyız, terk [...]

14 Temmuz 1952 | Sayı: 51

Kategoriler: Sohbetler|

Sohbetlerden birinde, okunan bir doğuşun şu iki mısrasının şerhi istenmişti: Beyin; mide gibi durmaz çalışır; Zorca hazmedilir kelâmın hamı. Emre bu arzuya şu sözlerle cevap verdi: Gıdânın ilk alındığı yer ağızdır. Gıdâyı hazmeden, ağız değildir. Mamafih ağızda da bir kısım hazım olur. Çiğneme esnasında dil etrafındaki bezlerden çıkan maddeler hazma [...]

11 Ağustos 1952 | Sayı: 53

Kategoriler: Sohbetler|

Bir sohbet esnasında bir arkadaş, tasavvufî konuşmaların verdiği inşirâh hazziyle gülüyordu. Bay Emre, gülen arkadaşı söyletmek için bizlere dönüp sordu: - Bu arkadaş niye gülüyor acaba? - Gülen arkadaş cevap verdi: - Bayram da onun için.  - Arefesiz bayram olur mu?  - Vardı amma geride kaldı. Evet, bayram gelince arefe [...]

Go to Top