Ağustos 23, 2019
Deryadan karaya, damlalar damlar,Mevlâdan kuluna, gelir ilhamlar;Onu ancak bilir, tasavvuf ehli,Böyle gelmiş, geçmiş, bütün nizamlar. Kendinden kendine, alışla veriş,Nereden nereye, gelişle gidiş;Gelen, dilsiz gelir, gidenler dönmez,Nasıl olur acep, bu sırrı biliş? Anlıyan, oluyor, görünüşte lâl,Dünyayı görüyor: sanki bir hayâl;Kuşdili bilenler, içten konuşur,Kimden eylesinler, bu hâli suâl? Yazısı: herşeyler; hurûfu: candan,Hokkası […]
Ağustos 23, 2019
(Gönül Damlaları), damlar (Gönül)e,Her damlası benzer, domurcak güle;Feryâdü figanı, taksim eylemişKendisine âşık olan bülbüle. (Nûn vel- Kalemi)dir, söyliyen dili,Sıra sıra dizer, mercanı, eli;İrfan cennetidir, gönül bahçesi,Sarayı (Aşk)tandır, (İlim) temeli. Binbir penceresi, insan gözünden,İçinin ışığı, onun özünden;Kapısı açılır, eller değmeden,Sâhibi, görünür: çıkan sözünden. Her mekân kendinin, mekânı yoktur,Bağlanacak bağı, erkânı yoktur,Verdiği […]
Ağustos 23, 2019
Karadır Kur’ânın, harfi, yaprağı,Acep kimlerindir, yazan parmağı?Her daim zikreder, meyyâl olanın,Hiç durmadan, onu, dili, dudağı. Karadır Hicaz’ın, tavaflık taşı,Karadır Âdem’in, göz ile kaşı;Misâl değil midir, Havvâ Anne’ninKaradan süslenmiş, seyreyle, başı? Kara, Beytullahın, bütün örtüsü;Tavaf edenlerin, karadır süsü;Sırr-ı ilâhîyi, idrâk edeninKaradan karaya, olur görgüsü. Karadır, elvânı, gösteren gözler,Dâim tarif eder, (Kara)yı […]
Ağustos 23, 2019
Sen beni dillere, destân eyledin,Her yanımı bâğu, bostan eyledin,Dünyayı gösterip, düşman eyledin,Sevdiceğim! senin, bağrın taş mıdır? Bakışından kurdun, sen bana tuzak,Yaklaşırım; neden, durursun uzak?Bana karanlıktır, ellere berrak,Sevdiceğim! senin, bağrın taş mıdır? Ateş midir senin, gönül örtüsü?Kızıl kandan oldu, yüzünün süsü,Canımın bahâsı, (Aşk)ın görgüsü…Sevdiceğim! senin, bağrın taş mıdır? Cânî iken, aşkın, […]
Ağustos 23, 2019
Ne kadar işlek yol, insanın gönlü…Bâzı diri geçer, bâzı da ölü;Emri nerden alır, oraya gider;Kargayı geçirir, bâzı bülbülü, Her dâim açıktır, geçen kervana,Yetmişiki mahlûk, tâbi insana;Gece, gündüz işler, öyle bir yol ki…Yolcuyu gönderir, iki cihâna, Bir yandan gelir de, bir yandan geçer,Bilinmez göçebe; durmadan göçer;Zehri tatlı gelir, ne bir tılısım… […]
Ağustos 23, 2019
Kâğıttan bakar da, görünür makbûl.Bakma, sana benzer, etme tenezzül;İkimiz de çürür, toprak oluruz,Yerlere dökülmez, var, Solmıyan Gül. Sen de benim gibi, bakan resimsin,Çürüdükten sonra, kalan cisimsin;Diriyi bilenin, kulaklarındaBir zaman dolanan, (Emre) isimsin. Herşeyler aslına, döner, yok olur,Kendinden kendini, varır da bulur;Tabîat kanunu: durmaz, devreder,Nereden nereye, ediyor zuhûr… Gelen, diri olur, […]
Ağustos 23, 2019
Benzerin yok, herkeslere benzersin,Âlemleri seyreyleyip gezersin,Sen toprağı kanlar ile özersin, (1)Hayat verip, bir olarak kalkarsın. Âdemim! der, meleklere işâret,Sevenlere ettirirsin beşâret,Âşıklara sen verirsin cesâret,Hayrân olup gözlerinden bakarsın. Kesret edip, birbirine müptelâ,Herbirini ayrı ayrı bir hâle;Kimi âşık, kimi olur, budala,Cemâlini gösterirsin, takarsın. Gören sensin, görünensin, perdesin,Arayana görünmezsin, nerdesin?Arayansın, bulanlarda serdesin,Ağlatırsın, gözlerinden […]
Ağustos 23, 2019
Bu âleme gelen, geliyor sıbyan,Aklı, fikri, kendi: anadan üryan;Berâber doğuyor, nice halleri,Devredip, oluyor, bir kâmil insan. Görünmez halleri, içinde gizli,Kendi üryan gelir, ederler bezli;Yokluktan yokluğa, gelişle gidiş,Yolu görünmüyor: kendinden izli. Giderken oluyor, yol, âşikâre,Durmadan gidilir, bulunmaz çâre;Sür’ati görünmez, yel gibi geçer,Her gelen yürüyor, değil âvâre. Gitmek istemezler, hemi koşarlar,Bilmek istiyenler, […]
Ağustos 23, 2019
Dünya gibi dönmez, mekânımız var,İçinde oturan, Rahmânımız var,Diridir, ölmiyen, bir canımız var,Aklı unuttuysak, (İrfan)ımız var. (Sahrâ-yı Cünûn)dan geçti yolumuz,Nefisle bu akıl, oldu kulumuz,Arş ile Rahmâna, yetti kolumuz,Bilmek istiyene, ihsânımız var. Bilgimiz ummandır, değiliz meczup,Arzû ve emele, olmayız mağlûp,Yok olup vârolmak, bizlere matlup,Bu sırrı bildirir, Kur’ânımız var. Dürülmez, bükülmez, harfleri diri,Dâimâ […]
Ağustos 23, 2019
Yaz gelir de birgün, gülleri açar,Bülbül feryâd eder: neylesin, nâçar…Işık gelir ise, karanlık kaçar,Devir âleminin, âdeti budur. Karanlık hükmetmez, doğan bu güne,Her çiçek medyundur, kendi köküne,Aslını Bilenler, nasıl öğüne?..Devir âleminin, âdeti budur. Bilenler, aslına, yönünü döner,Orada kaybolmak, bilinmez hüner;Bu mânevî ışık, hiç nasıl söner…Devir âleminin, âdeti budur. İki âlemleri, eder […]
Ağustos 23, 2019
Görsem senin izlerini,Evvel, alsam gözlerini;Unuturum ben adımı,Ben dinlerken sözlerini. Ben yürürüm koşa koşa,İz yaparım dağa, taşa;Ayağım hareket etmez,Uçarım, benzerim kuşa. Yakarlarsa, külüm uçar,Sen Dost’un eline kaçar;Mâni’ olsa eğer canım,Gönül topraklara saçar. Fedâ olsun benim canım,Damarımda gezen kanım;Gönlüm dâim böyle ister,Tasdîk ediyor lisânım. Âşık ettin, ezelîden, Etmeseydin, niderdim ben?(Öl de diril!) […]
Ağustos 23, 2019
Aşağıdaki doğuş, Emre, kızının evinde yere serilen bir yatağa, dinlenmek üzere uzandığı sırada doğmuştur. Şerîat hükümlerine göre erkeklerin mezarı, kazanın beline kadar kazılır. Kadınların vücûdu daha etli olduğu için, tefessühten çıkan koku yeryüzüne sızmasın diye daha derin, yani mezarcının göğsüne kadar kazılır. Doğuştaki (belden aşağıdır son yatağımız) mısraı, erkek mezarının […]
Ağustos 23, 2019
Aşağıdaki doğuş, Emre, yine kızının evindeyken, kucağına küçük çocukları aldığı sırada doğmuştur: Bunlar, bir yeşermiş ağacın dalı,Ayrı ayrı durur, bilinmez hâli;(Deryâ-yı Ahad)den, zuhûra gelmiş,Döne döne, geri, ona visâlî. Herbiri bir rengi, bulmuş, bürünmüş,Bilmiyene elvan olmuş, görünmüş;Aslını bilenler, onlar yanılmaz,Yârab, hayâl midir? Acâip bir düş! Hayatları birdir, görünür ayrı,Zâtı (Vâhid) durur, […]
Ağustos 23, 2019
Bir dem gelir, güler, bir dem de hicran,Bir dem şen olur da, sonu da figan;Bir hâl, karar tutmaz, durmadan döner,Devrindedir tadı, böyledir ihsan. Bütün yaradılmış, devr ile yaşar,Aslını bulmağa, sür’atle koşar;Yerini bulmadan, hangi göz görse,(Bu hâl nedir?) diye, neylesin, şaşar. (Akıl)la, bu (İlm)in, vardır hudûdu,(Aklı Küll)de bulur, bulan, Mâbûd’u;Oraya yürüyen, […]
Ağustos 23, 2019
Eğer sen olmasaydın, olmazdı iki cihan,Onun için ey Dilber, dururum sana dîvan,Yüzün âşikâr olsa, tutulur bütün lisan,Gözümün önündesin, çünkü sana merbûtum. Hiç senden ayrılamam, şûlen beni dağladı,Dimağımdan gider mi o bakışıyın tadı? (1)Mahmurluğuyun ipi, beni sana bağladı, (2)Başka neyi severim, sensin benim Mâbûdum. Herkes bir hâle tapar, onlara görünmedin,Ben sadânı […]
Ağustos 23, 2019
Ferman okunmuyor, tozdan, dumandan,Kahve de isterdik rahîm insandan;(Dilencilik: altın oluk) dediler,Damla damlamadı, nidek, harmandan. (1) Herkesler düşmüştür, hep havasına,Mevlâ kuvvet versin, hem yuvasına;Kerem Sâhibinden, diler dururuz:Tâze kahve konsun, o tavasına. Kavrulsun da çeksin, bir değirmeni,Biz içersek, eder, bembeyaz, teni;Durmadan dilerim: Yârabbî Kerîm!Mahrûm eylemiyor, Yaradan beni. Evvelden bilirim: Büyük Gaffarsın,Nice nice […]
Ağustos 23, 2019
Çok şükür, yaklaştı, bizim günümüz,Birgün yapılacak, son düğünümüz;Eller gibi değil, diriyiz bizler,Cihânı doldurdu, diri ünümüz. İçimiz diridir, dışımız gömlek,Beden yer, içerse, hâlimiz: melek;(Ruh!)tan, (taâl!), emri geldi bizlere,Bizim ile dolu, görünen felek. Hiç bizler değiliz, el gibi: ölen,Dâr-ı âhirete, gidip de gelen;Bizden ayrı değil: kim bizi bilir,Biz son merhaleyiz, dilde öğülen. […]
Ağustos 23, 2019
Seni idrâk eyle, ey güzel insan!Rengi senden alır, gül ile reyhan;Kimisi koyudur, kimisi açık,Gıdâyı alıyor, bil, iki cihan. İlim öğretiyor, bu tatlı sözün,Mihver tayin eder, kaşınla gözün;Muvâzene eden: senin (Nazar)ın,Dışı: bedenindir, canıdır özün. Kimi açık renktir, kimisi koyu,Engin, yüksek durur, onların boyu;Gıdâları senden, alır, yaşarlar,Sensin cümlesinin, toprağı, suyu. Eğer sen […]
Ağustos 23, 2019
Güneş, mihverinde, döner dediler,Akşam olur, batar, söner dediler;Doğup da batmıyan, bir aslı vardır,Onu seyreylemek, hüner dediler. Ne mağribi vardır, ne de maşrığı,Dâim, gaaibolmaz, durur ışığı;Tabîata mahkûm, değil: bir nurdur,Gecesiz, gündüzsüz, bekler âşığı. Kendi tâyin eder, ay ile günü,Gelin! diye çıkar, dâimâ ünü;Duyup gören, bilmez birdaha ölüm,Çünkü ona döner, her dâim […]
Ağustos 23, 2019
Kar yağar, kapatır, dağ ile taşı,Bellisiz, dünyanın, yaşıyan yaşı;Âşıkın dâimâ, akar gözyaşı,Derdi: Sevdiğinin, yüzünü görmek. Alır da kalbine, basar ataşı,Nefsi ile eder, dâim savaşı,Hasret ile figan, olur yoldaşı,Derdi: Sevdiğinin, yüzünü görmek. Gönlü uyumaz da, der: yıldızı say!Ona secde eder, yardımcıdır ay;Hâlini bilmiyen, ediyor alay,Derdi: Sevdiğinin, yüzünü görmek. Hiç haberi olmaz, […]
Ağustos 23, 2019
Gülüşü beni dağlar,Zülfü sallanır, bağlar;Bu benim hasretimeDostlar, düşmanlar ağlar. Aşkın yoktur ilâcı,Bu hasret gayet acı;O Yâr ile bir olmak:Sultan Süleyman tâcı. Görse, dünyayı neyler…Mecnun, Leylâyı neyler…Âşık, Mâşuk bir olsa,Köşkü; yaylayı neyler… Tutuşurlar elele,Her dâim güle güle;Harfi, yazısı yoktur,Târîfi gelmez dile. Kâğıdı kalbden kalbe,Kalemi sığmaz cebe;İçten içe konuşan,Benliğe eder tövbe. Bu […]
Ağustos 23, 2019
Bu doğuş, 5.12.952 tarihli (Yeni İstanbul) gazetesinde Turhan Selçuk’un, irticâ tehlikesini nükteli çizgilerle ihtar eden güzel karikatürü vesilesiyle doğmuştur: Beni söyletiyor, bu mecbûriyet…Lûtfuyun yerine, olur eziyet; (1)Neyleyim, dünyaya geldik, ne çare:Hiç elde değildir; etmedik niyet. Tabîata bağlı, bütün zuhûrât,Karârı Mevlâdan; böyle tabîat;Yakayı almazsan, sen pençesinden,Gönül! bu başına, kopuyor afat. Çalışmakla […]
Ağustos 23, 2019
…………………………………………………..…………………………………………………..…………………………………………………..………………………………………………. (1) Eline düşeni, zâlim, didikler,Helâke gitmiştir, birçok dilberler…Kendisi uyumaz, fırsatı bekler,Şerrinden kurtulamaz, her gelen insan. Nice nice kalbi, ateşe yakmış…Zâlim, dönüp dönüp, geriye bakmış;Âşık gözlerinden, kanlı yaş akmış;Şerrinden kurtulmaz, her gelen insan, Gayetle zâlimdir: yoktur vicdânı,Bu Âdem’denberi, kovar insanı,Gıdâ edinmiştir, zâlim, her canı,Şerrinden kurtulmaz, her gelen insan. Gülerek parçalar, […]
Ağustos 23, 2019
Bu yuvanın taşı: inci ve mercan,Arasının harcı: hûriyle gılman,Sıvası, boyası: söylenen vildan,İçinde oturan: bir (Dilber İnsan). Bütün tenvîrâtı, Mevlâ nûrundan,Her gözler göremez: nur zuhûrundan;Terakkîler ordan; meydana çıkar,Deyip duyulması: Mûsâ Tûrundan. Sanatların pîri, Dâvud değil mi?Tohum edip ekmiş, şimdiki ilmi:Büyüyüp, tekâmül devrine gelmiş,Mâden naklediyor, dâim kelâmı. Her taraftan söyler, sanki Cebrâil,Uzaktan […]
Ağustos 23, 2019
Kalbimin derdinden, dilim lâl oldu,Vücûdum, görünür bir hayâl oldu;Sözü dinlemeğe, iktidârım yok,Elim ile kolum, kuru dal oldu. Çekinirim, gönül, yıkılır diye,Gönüllere devre, bakılır diye; (1)Hareket edene, nazar edemem:Kirpiklerim ona, takılır diye. Tâmîr eylemeğe, iktidârım yok,Ben, âlet olmaya, hiçbir vârım yok;Bütün hidâyeti, senden isterim,İncitmeden gayri, hiçbir kârım yok. Gönlüm (Yâr)a hayran, […]
Ağustos 23, 2019
Hâlimi bilmiyen, der: ağlama, gül!Neler çekiyor bu bendeki gönül…Tâmîri mümkün mü, kadeh kırılsa?Önüne geçilmez, böyledir usûl. Baykuşlar ötüyor, vîrâna benzer,Örtülmüş defîne; zindana benzer,İçini göstermez, duvarları var,Garipler mekânı, bir hana benzer. Sahibi gelip de, tâmir eylese,Kendi idrâk eder, hâli ne ise;Akıl gözü ile, bakılırsa eğer;Benzer: bülbülleri uçmuş kafese. Karanlık olursa, azâba […]
Ağustos 23, 2019
Aşağıdaki doğuş, Emre yatağa uzandığı sırada doğmuştur: Sular söndüremez, aşk ataşını,Siyah zülfü kapar, Yârin kaşını;Kimse ayıramaz, hiç birbirinden,Âşık olanların, can yoldaşını. Biraraya gelmiş, hilâle benzer,Geceleri, düşte, hayâle benzer;Gözlerinin yaşı, durmadan akar,Kâselere konmuş, zülâle benzer, Domur domur dursa, mercana benzer,Ölüp dirilmiyen, bir cana benzer;Tebessüm ederek, bir kerre gülse,Bitip tükenmiyen, ihsâna benzer. […]
Ağustos 23, 2019
Doğar, eder tecellî,Göreni eder deli;Bâzı Celâl görünür,Bâzı görünür Velî. Bâzı görünür gaddar,Bâzı ağlar, eder zâr;Hâli güneşe benzer,Gönüller bulur, yatar. Orasıdır vatanı,İhâta eder canı;Gözönünde; saklanır,Âşıka der: gel tanı! Duyar da düşer derde,Yan (Emre)! kalkar perde;Yeri târif edildi,Anlıyan, demez: nerde? Zapteden: Celâl Çalım – Şevket Kutkan Saat: 22.10 14.12.1952
Ağustos 23, 2019
Ninni, ninni, ninni, ey canım ninni…Acep uyutur mu, söylesem, seni?Senin bu feryâdın, geldi, hûnetti,Ateşe düşürdü, duyunca, beni. Söyleyim de uyu, ben, uzun uzun…Senin bu iniltin, gelip etti hûn;İçerim kan ağlar, yüzlerim güler,Sağa, sola bakan, gözlerim yorgun. Senden gelen acı, kalbimi dağlar,İçten içe kanım, akar da çağlar;Gönlüm gamın ile, doldu, taşıyor,Ferah […]
Ağustos 23, 2019
Hızır yetişir mi, Mûsâ olmadan?Hiç tûfân olur mu, dünya dolmadan?Hacca varılır mı, delil bulmadan?Hep söylenen sözler, hazır dediler. Sözler anlaşılır; denilir rumuz,Bu candır bahâsı, değildir ucuz;Bütün gıdâların, lezzetidir tuz;Hep söylenen sözler, hazır dediler. Her kim, yürür ise, yetişir Ona,Bütün arzû, emel, varırsa sona;Perdeler yanmadan, görünmez Suna…Hep söylenen sözler, hazır dediler. […]
Ağustos 23, 2019
Bu doğuş da değerli karikatürist Turhan Selçuk’un, örümcek kafalı irticâi ve mürtecii temsil eden güzel karikatürü dolayısiyle doğmuştur. Bu karikatürde mürteci’ , ayakları Rus orağından olan bir örümceğe benzetilmiştir. Emre, çok hoşuna giden bu mânâlı ve nükteli karikatürü uzun uzun seyretmiş, doğuş da bu alâkadan doğmuştur: (Hâl) gelir, (Emre)yi, eder […]
Ağustos 23, 2019
Bu dünyaya eyle, ey canım, nazar:Hayat ile dolu; sonu da mezar;Herkes bir hevese, düşmüş, geziyor,Gözünü açanlar, eder intizar. (1) Diri hangisidir, ölü hangisi?Diken hangisidir, gülü hangisi?Damlası, çeşitli elvan gösterir,Katra hangisidir, gölü hangisi? Deryadan ayrılıp, durmaz gezerler,Toprağa karışıp, hayat özerler; (2)Denizler, durmadan, dalgalanıyorKendi içlerinde, daim yüzerler. Bu hâl gözönünde; gine bilinmez,Ferhad […]
Ağustos 23, 2019
Ninni deyim de, sen, bebeğim, uyu! (1)Rahat eyliyenin, halîmdir huyu;(Asıl azmaz, bal da, kokmaz) diyorlar:Tohum tâkîbeder, anadan soyu. Toprak üzerinde, biter her çiçek,Mutlaka istiyor, bir elden emek;Tabîat kanûnu, dâimî böyle;Kullarına emir, eylemiş Felek. Kimi açık biter, kimi de koyu,Hizmet eden, verir, köküne suyu;Bir zaman saksıda, saklanır tohum,Ben ninni deyim de, […]
Ağustos 23, 2019
Hayat bir aynadır: gülersen, güler, Seyret, nasıl açmış, sallanır güller…Ateşten geçerse, sükût ediyor,Misâl: mangaldaki, uyuyan küller. İkisi de ferah; bunlar gam tutmaz.Gamı unutmuşlar, zevki unutmaz;Genç iken sevdâya, tutulmuş gönlüm,Bu aşkın ateşi, yakar, uyutmaz. O Yâr gelir ise, gözgöze karşı,Tekrar tâzeliyor, gelip ataşı;Dünya bilginleri, nasîhat etse,Neyleyim, çekemem o aşktan başı. Tavsiye […]
Ağustos 23, 2019
Birgün açılacak, bülbül kafesi,Dostun bahçesinde, alır nefesi;Varlık kulağıyla, duyan bulunmaz,Gönül bahçesinde ötecek sesi. Feryadı, figanı; o güller için,Bahçe hazır olmuş, bülbüller için;Muhabbet ateşi, yanar, birikir,Gönül ocakları, o küller için. Kapısı açılır, yerine kaçar,Orada öter de, neş’eler saçar;Elinde değildir, hapis olduğu,İçinde duruyor, neylesin, nâçâr… Sıkıntı çektiği: dilin cezâsı;Hapis edilmiştir; değildir âsî;Durmaz […]
Ağustos 23, 2019
Kara kaşlarındır, belimi büken,Gözümün yaşını, yerlere döken;Yüzünde nişânı, (Dost)u görenin,Hayrân olup senin, derdini çeken, Yüzüne baktıkça, olurum mahmur,Ayrılsam, gözlerin, kalbimde durur;Acep güneş midir, acep ay mıdır:Gönlüm kararırsa, ışığı vurur. Senin gülüşlerin, hayâtım benim,Uzaklaşsan, kalmaz, rahatım benim;Resmin gözlerime, çekilmiş durur,Her yerde görürüm: sıfâtım benim. Aklımdan çıkarsan, lâl olur dilim,Gözümden çıkarsan, kuvvetim […]
Ağustos 23, 2019
Sevdiğim! Senindir, şekil ve şimâl, (1)Kimi (Celâl) görür, kimi de (Cemâl),Senin hikmetinden, olunmaz suâl,Esrar kapıları, açılmayınca. Kimi çirkin görür, kimi de güzel,Aşkına düşenler, can verir, bedel;Yüzüyün perdesi: arzû ve emel, (2)Esrar kapıları, açılmayınca. Bir aynasın, görür, içine düşen,Sana vâkıf olur, aşkınla pişen,Birdahi ayrılmaz, değip bitişen, Esrar kapıları, açılmayınca. Ne kadar […]
Ağustos 23, 2019
Yârab, bu kulların, bilmiyor, nâçâr…Hangi anahtarın, kilidi açar?(Cemâl)in zıyâsı, sarmış dünyayı,Gaflet uykusundan, geriye kaçar. Kimsenin suçu yok, Sensin sebebi;Böyle bir ilmin var: yoktur mektebi;Yazısı, satırı, kalbde, diyorsun,Her gözden gizlersin, o mürekkebi. Fitnelik eyleme: onlara bildir!Sırrı söyliyenin, kalemi: dildir;Sonra (Emre) bozar, bütün sırrını… (1)Hasret eylediğin, ayrı değildir. Zapteden : Vasfiye Değirmenci […]
Ağustos 23, 2019
Yaz gelir, açılır, yayla sümbülü,Şehir bahçesinin, çeşitli gülü;Garîbin yatağı, yeri olur mu…Diyar diyar gezer, her dâim gönlü. Tâmîr edilmiyen, vîrâna benzer,Ateşi sönmiyen, külhana benzer;Defîne arayan, ordan arasın,Cevherden birikmiş, harmana benzer. Yedi yılda çıkar, bir, iniltisi, Bilene duyulur, her dâim sesi;Kendine güvenen mağlûbolmuştur,Gurûra sarfolmuş, onların hissi. Harâbolmak, olmuş, âşıka nişan,Onlar anlamazlar, […]