Gel ey gönül! Dosta, yetiş de öğün,
Kandil yağı biter, tükenir hergün;
Nefsin iğfaline, kapılma, uyan,
Temizle, aslına, yetiş de görün.
Yoklukta bulunur, ebedî hayat,
Şimdi “benim!” dersin, anla: muvakkat;
Ağrı, acı ile, bağa, bağlanmış,
Ona aldanıp da, bil, verme kıymat.
Durmaz takip eder, gaflet izini,
Kendisine uyup, tutmaz izini;
Senden evvel gelen, sana ibrettir,
Aldanmış, haşrolmuş, döğer dizini.
O “dostum” dediğin, kendine düşman,
Sözüne uyarsan, olursun pişman;
Gaddar, pençesinde, didikleniyor,
Hiç kurtulamıyor, nice yüzbin can.
Fakına tutulmuş, kısılmış, kalmış,
Tamunun sazına bakıp da dalmış;
(Emre)! seyret sen de, âşıklar ile,
Anca âşık ordan, yakayı almış. (1)
Tutan : Vasfiye Değirmenci
Saat:18.23
(1) Yakayı almak = Yakayı kurtarmak. 5.1.1952