Göstersek, görünmez: yüceden yüce…

Gönül âlemine, akıl mı yeter…
Âşıkın gözüne, sensin görünen,

Göstersek, görünmez: yüceden yüce…
Okutsak, okunmaz, edilmez hece;
Görenler yok olur – vücutsuz hâldir –
Kendine karışır, O’na erince.

Her vücut kendinin; yoktur vücudu,
İhâta etmiştir, bütün mevcûdu;
Diyen, duyan kendi – bu kadar olur –
Nereye edelim bizler sücûdu?

“Gayr”ı görmüyoruz, nereye baksak;
Tarif ediyoruz; diyorlar: yasak!
Kâfir, kâfir görür, mü’min de mü’min:
Biz gözler önüne, ayağa kalksak.

Nûr-u İlâhîdir, bizim (kara)mız,
Mevlâ ile düzük, bizim aramız;
Kimler ne der ise, desin bizlere,
Cerrah kendi; teslim, ona yaramız.

Çok şükür, kalmadı, bizlere hicap. (1)
Yok olunca, kalktı, aradan nikap;
İsterse, tamuda, eder lûtfunu,
İsterse, cennette, o eder azap.

Vâizin sözüne, bizler kanmayız,
Cehennemi yıktık, hem de yanmayız;
Her zındıklar bize, zındık! der ise,
Dost, aşkını verdi, hiç usanmayız.

Hak, kabul eylemez, (mânevî kör)ü;
Bakar, bizde görür, onlar (küfür)ü;
Tasfiye edilmiş, birer aynayız;
İçine düşenin, olmaz özürü.

Zuhûr etmez oldu, bizden fücûrât:
Eden gibi, değil, aklımız sakat;
(Yasak Eden), bizi, daima görür,
Hıfz eder; yaklaşmaz, çok şükür, afat.

Kulağımız hâlî değil sesinden,
Aldık da dirildik, (Dost Nefesi)nden;
Yüzağıyla birgün, çıkıp gidecek,
(Emre), Sevdiğine, ten kafesinden.

Kirli olsa, (Asl)ı, açar mı kucak?..
Nefsine aldanmaz, değildir ahmak;
(İlm) ile, (Aşk) ile, yıkanmıyana,
Tamuya emretmiş: Al da bunu yak!

Zapteden: Fuzûle Emre
Saat:10.30


(1) Hicap = Perde; Allahla kul arasındaki perde. 13.10.1951