Gözü benziyor Arşa,
Nasıl gizlenmiş başa…
Kendinden geçen görse,
Başını çalar taşa.

Kaynarsa kahve cezvesi,
O cennetten gelir sesi;
Yandı bu aşkın ateşi,
Kül-oldu (Cemâl) […]

Bu bir Tûbâ dalıdır,
Nur gözünün alıdır;
Derler bana: Âh etme!
Yüreğim yaralıdır.

Güllere ötersin, bülbüller gibi,
Tahsîl-ediyorsun, Sırlı Mektebi;
İçinden kucaklar, dâimâ sever,
Her tarafı […]

Bu aşk bana ne yapar:
Gözüme eder par par;
Ben ondan ne umarken,

Tuttuk aşkın eteğini,
Unuttuk gök meleğini;
Biz yanarak döndeririz
Mevlânın her feleğini.

Aşk doludur îmânımız,
Böyle geçer zamânımız;
Eyleyince Dost, tecellî,
Hiç kalmadı gümânımız.

Gönül, aşk ile dolu,
Tutuşturur her kulu;
Göründü, unutturdu
Dünyâyı, sağı, solu.

Ne eyledin Allahım?
Kesilmez oldu âhım;
Aldın dilimi teslîm;
Kapında bir meddahım.

Yârabbî, köçek mi bu?
Sabîdir, melek mi bu?
Pervâne gibi, döner,
Devr-eden felek […]

Açıldı gözlerîm, sana bakarım,
Gayre nazar-etse, onu yakarım;
Kalbimin ateşi, tutuştu, yanar,
Mânevî […]

Seyreyleyin bu oğlanı,
Acep kime çekmiş kanı?
Neş’e ile doldurmuş Hak,
Kendisinden vermiş […]