Darda kalanlara sen misin penâh,
Elinden tutarsın, koymazsın günâh;
Kalb gözünü açıp dersin: Bana bak!
(Eynemâ […]

Vahdet bir deryâdır, yoktur bucağı,
İhâta eylemiş ovayı, bağı,
Halletmesi müşkil, taksim edilmez,
Gözü rasgelenin, yanar […]

Böyle geçer devrânımız,
Kalbden olur seyrânımız,
Yaradana vâsıl olur,
Bize bakan hayrânımız.

Mânâ söyler lisânımız,
Tamam oldu […]

Ne çabuk eskiyor verdiği vücut..
Edemez oluyor toprağa sücut;
Her gelen gidiyor yeri bilinmez,
Sadece kalıyor […]

Tanrı ne aşk vermiş öten bülbüle..
Ceryâna tutulur, bakınca güle,
Her hâl, buna misâl, hem […]

Bu aşk söyletir nâçâr,
Gönül gözünü açar,
İçimden bu can kuşu,
Bir gün yerine uçar.

Bir hâl […]

Uçtu bülbül kaldı altın kafesi,
Her kulakta yuva yaptı o sesi;
Ref’edildi gözlerimin perdesi,
Dahîlek, yâ […]

Kime şefkat etsek, oluyor düşman,
Acep böyle midir kurulan nizam,
Hakîkat ehlini etseler şehîd,
Dönüp de […]

Can içinde açar gül,
Onun köküdür gönül;
Koklaması gaayet zor:
Etmek lâzım tenezzül.

Mekân olmadan, toprak,
Olmadan ona […]

Sen verdin söyliyen dil,
Târîfî kaabil değil;
Yakarsın aşkın ile,
Bilmiyen diyor zelîl.

Anılıyor adımız,
Çıkıyor feryâdımız,
Böylece gelmiş […]

Her fiilde, her biri…
Kâh ölü, kâhi diri,
Sadâkatı bulmaya,
Takîb-et Peygamberi.

O bizimle berâber,
Duyana verir haber,
Meded […]

Kimsenin kimseden yoktur haberi,
Her canlı mahlûktan seyret dilberi;
Ey gözlerim açıl, ayrılma ondan,
Kimisi uzaktır […]