Âşık gözlerini yumar,

Dostum için oldum verem,
Âşık olan sever yolu,

Âşık gözlerini yumar,
Gördüğünden hikmet umar,
Canı Hakka vermek için
(Emre)yle oynayın kumar.

Lâzım oldu bize çakmak,
Âşıkı ateşe yakmak.
Eğer âşık isen gönül,
Lâzım bize Dosta bakmak.

Ben bu “yokluk”tan uyandım,
Dostun rengine boyandım;
Herkes bu ateşten kaçar,
Bilmem ben nasıl dayandım…

Cânân bize ateş saçar,
Dayanmıyan nasıl kaçar…
Âşık olan sabreylemiş,
Ne yapsın ki, kalmış nâçâr.

Benim, Mûsâ’nın ağacı,
Giydiğim, Sultan’ın tacı…
Bu hâli bilenler bildi,
Aşk ateşi gayet acı.

Yaktı gözündeki kara,
Meftun oldum ben o Yâra
O Yâr bana nazar etti,
Ciğerime yaptı yara.

Girmek istersen denize,
Gönül bağla bendenize;
Eğer beni görürseniz
Aslâ kan gelmez benize.

Benim gönlüm köşe köşe,
Nazar etmem bire, beşe;
Gece gündüz yana yana
Kavuştum Sevgili Eş’e

Dostum için oldum verem,
Ben bu canı ona verem; (1)
Dostum beni kabul etti,
Onun işi daim kerem.

(Emre), düştün sen bir derde,
Hayat oldu sana perde.
Aşkım beni yetiştirdi
Hafız Halil gibi merde.


(1) Vereyim)