Yüzüne tuttum huzûr,

Bir gün olur, kalmaz, nâm ile nişan,
Yârâb! aşk neye benzer…

Yüzüne tuttum huzûr,
Baktı Gözleri Mahmur;
Geçti kırkiki sene,
Hayâli canda durur.

Ölüydüm, etti diri,
Bıraktırdı tedbîri;
Gözlerinde seyrettim
Dörtyüzbin peygamberi.

Rahman, durur karşımda,
(Kürsü) olan başımda,
(İsm-i Âzam) yazılmış;
Âşıkım, yoldaşım da.

Îmâr edilmiş Kâbe,
Benzer âra, edebe;
Sevmeye, başkasını,
Gönlüm, eyledi tövbe.

Ondan gayrisi ölü,
Değildir mânâ gülü;
Gördüm, teslîm-eyledim
Bana verilen gönlü.

Çok şükür, Ona mekân,
Târîf ediyor Kur’an;
Bu (Emre) ayrılmıyor,
Kapıyı bekler her ân.

Ondan alır ihsânı,
Târîf eder lisânı;
Sevdi, teslîm-eyledi
İsmi, ad ile sanı.

Bir dahî bilip, anmaz,
Başka ateşe yanmaz;
(Emre)nin kıblesidir,
Bakarak kılar namaz.

Okumaz başka kitap,
Onda kalmadı azap;
Taştan duvardan değil,
Şükür, canlandı mihrap.

Bülbüller gibi öter,
Yanar, hem dahî tüter;
Herkese bir hâl lâzım,
(Emre)ye bu yüz yeter.

Zapteden: Kadriye Darendeli, Hatice Tutum.
Ankara, Saat:23.00


29.11.1958