Yokluğa garkoldum, vârı neyleyim…

(Küllü men aleyhâ), edebilsen (fân),
Evveldenberi Felek,

Yokluğa garkoldum, vârı neyleyim…
(Dost) ile bir oldum yâri neyleyim…
Zevk-i ebedîyle, karıştım bugün,
Gelen gamlar kaçtı, zârı neyleyim…

Her vârım O oldu, hedef kalmadı,
Sıkıntılar bitti, esef kalmadı;
Bahri Muhît ile, karıştı gönlüm,
Bütün mücevherat, necef kalmadı.

Hayâtından geçti, ebedî yaşar,
Yokluğun dağını, sormadan aşar;
Eğer ehli gaflet, açsa gözünü,
Hâlimi anlamaz, görünce şaşar.

Benim tenim oldu, her gezen mahlûk,
Benden gayri varlık, bir tarafta yok;
(Mânânın Güneşi), doğdu gönlümden,
Ne karanlık kaldı, ve ne de (Ufuk).

Dönen felekkiyât, çıktı: gözümden,
Gelir, emir alır, benim özümden;
Beden harâreti, taksîm oluyor
Kalbimin içinde yanan közümden.

Onun için çıktı, (Emre) aradan,
Himmetini alır, döner, oradan;
Bir avuç topraktır, bilip unutsa,
Hallerine hâkim, onu Yaradan.

Zapteden: Neş’e Emre
Saat: 18.45 – 19.00


2.8.1954