Yine yandı her yerim,
Aç yüzünü göreyim;
Yüzünü göster bana,
Ben canımı vereyim.
Yine beni aşk yaktı,
Cana ateş bıraktı;
Bu aşk ona sebeptir:
Dostum bir kerre baktı. (1)
Dediğim, değil tende,
Ateşi vardır bende;
Yine değdi tutuldum,
Dostum! bu ceryan sende…
Binbir ismin hepisi,
Dostum! değil birisi; (2)
Seni âlimler bilmez,
Bilir aşkın dirisi.
Yanmayınca olmadı,
Bütün ruhların tadı;
Ahmed çok sayıştırdı,
Sana ad bulamadı.
Aklından çıkınca ad,
Dimağına geldi tad;
Kim bu yolda yok olur,
Yanınca alır murad.
Böyle kurulmuş nizam,
Yanınca gelir ilham;
Her yanını aşka yak,
Bir yerin kalmasın ham.
Mahkûm etmesin isim,
Bu çürüyecek cisim;
Aç yüzünü göreyim,
Seni geldi göresim.
Yandım, yüzünü göster,
Gözlerim görmek ister;
Bu hallerden bilmiyen,
Acep bizlere ne der?..
Yine düştüm ataşa,
Ateşim çıktı başa…
Sana makam tutarlar, (3)
Sen bir sultansın, hâşâ!
Âşıka sensin sultan,
Bilir, gönlünde tutan.
Ayık, (Emre)! ibret al,
Sakın ben! deme, utan.
(1) Bu aşk, Dostumun bir kerrecik bakmasiyle doğmuştur.
(2) Dostum! binbir isminden hiçbirisi seni anlatamaz.
(3) Sen mekândan münezzehken seni gökte veya câmide, kilisede ararlar. 5.1.1944