Yedir de sen eyle helâl,
Sende kalmasın hiç vebal;
Seyrettin mi sen Halil’i,
Ateşlerden buldu visal.

Aşkın ilinden mezunsun,
Yoldan geldin, çok yorgunsun
Senden sana söyler (Emre),
Hangi saneme meftunsun?

Eğer yakın gelse Suna’m,
Ben canımı ona sunam…
Ben bu aşka düşeliden
Bilmem nasıl geçer eyyam.

Ben ona dönünce yönü,
Fark edemem ayı, günü;
Âşıklara sal üstünde (1)
Gamdan yaparlar düğünü.

Âşık buna oldu razı,
Eylemedi itirazı;
O Dost için kurban olan
Niçin almasın murazı…

Onlara verilir ferman,
Boynunda durur her zaman;
Candan, tenden vazgeçende
Olmaz iman ile güman.

Sen (Emre), yok ol da inan,
Yok olmaktır sana burhan;
İlim ile yürüyende
Sen seyrettin, buldun çok zan.


(1) Sal = Tabut, sal ağacı. 13.5.1945