Yarattın, dağıttın, çeşitli huyu,

Aşka tutulmuşum, ârı neyleyim,
Nere gitti bütün dil?

Yarattın, dağıttın, çeşitli huyu,
Durmaz, içirirsin, onlara suyu;
Sen bizi eyledin, (Nakkaaş)a hayrân,
Kimisi açıktır, kimisi koyu.

İbret ile baksan: bal dolu petek;
(Kün!) emrini verdi, çekmeden emek;
Bâzısına baksan, İblis misâli,
Kimini gördük ki, sanki bir melek.

Halkeylemedin mi nâr ile nûru?
Büyük ile birdir, fil ile mûru;
Eğer vermeseydin, sudan gıdâyı…
Rezzâk-ı Âlemsin, eyleme kuru.

Herbirini gördük, sanki bir çiçek…
Açılıp sallanır; zor imiş görmek;
Koruktan oluyor, tatlı bir helva,
Dutlar yaprağından, giyilen ipek.

Bu nasıl hazîne, ne kuvvet gizli?
Kimisi âsîdir, kimisi velî;
Çokları ötüyor, bülbüller gibi,
Kimi balık gibi: çıkmıyor dili.

(Ahsen-i Takvîm)dir, bu gezen insan;
Sâde onlarındır, nutkeden lisan;
Sırrı anlıyanlar, eksik bulur mu?
(Emre) seyreyledi, görmedi noksan.

Onun için, bakar, olmuştur hayrân,
Eğer beşer görsün, eğer bir hayvan;
Suçları affedip, şefâat eden,
Biliriz ki sensin, Rahmânürrahmân!

Zapteden: M. Görgün, İ. Yöntem.
Namrun, Saat:19.20


28.9.1960