Yaktın gözleri siyah!
Görmesem, eylerim ah;
Gözlerinden görünür,
Ârif olana, İlâh.
Sûre okur dişinden,
Çok tatlı gülüşünden;
Ne kadar ferah oldum
Gönlüme gelişinden…
Geldi, güneşler doğdu,
Kederlerimi koğdu;
Gönlümde diri olmaz,
Gönül düşmanı boğdu.
Yanarım, versen haber,
Haberin bana yeter;
Görünüşte ayrısın,
Gönüldeyiz beraber.
Seni kimseler görmez,
Benim aşkım göstermez;
Seni inkâr edenler,
Kolay kolay can vermez.
Âşık bilmez Azrail,
Aşktır ona Cebrail;
Bu esrarı bilenler,
Allahtan ayrı değil.
Herkese olmaz nasip,
Âşıktan değil gaip;
Yanıp seni bilenler
Varlığa olmaz sahip.
Varlık gönül yaralar,
Nice yüzler karalar
Bir şeye olsam sahip,
Beni senden aralar. (1)
Ayrılırsam ağlarım,
Yıkılır gönül bağım;
Canı teslim eyledim,
Şimdi ebedî sağım.
Bir daha gelmez ölüm,
Bülbüller konmuş gülüm;
Ben beni terk eyledim,
“Kesret” değilim, “küll”üm.
Bilirim; emel, kesret…
O, sana olmuş hasret;
İki cihna doldum,
Aşktan alınca himmet.
Budur benim âdetim,
Yokluktur ibadetim;
Diller hareket etmez,
Varmaz ise kuvvetim.
Kimse etmez hareket,
Benden olmazsa himmet;
Bu söze iman eder,
Muhammed etse şefkat.
Dirildiler günbegün.
Diriler etsin düğün;
Açık kulaklar duysun,
Hâlik’ten geliyor ün.
(Emre)! bu sözlerden duy,
İyi dinle, söze uy;
Halika kavuşturur
Aşktan gelen iyi huy.
(1) Aralamak = uzaklaştırmak. 1.3.1944