Yakarsın bizi böyle,

Oturunca ben yanına,
Biliniriz güle güle,

Yakarsın bizi böyle,
Düşürürsün her dile;
Attın, yaktı kıvılcım,
Ayna olduk bülbüle.

Yayıldı feryâdımız,
Verildi imdâdımız;
Her tarafta edilir,
Bu çeşitli yâdımız.

Olduk dillere destan,
Söyleniyor bu her ân;
Gizlenmek ister idik,
Neyleyim, ettin üryan.

Seyrediyor her gözler,
Bize doğru her yüzler;
Âteş-i aşk böyledir,
Dâim yanıyor özler.

Okuruz her lisandan,
Bakarız her insandan;
Taksîm-oldu canımız,
Bıkarız ad u sandan.

Cebrâil: dudağımız,
Mîkâil: kulağımız;
Burnumuzdan görünür,
İsrâfil durağımız.

Görene, olduk Mihrab,
Okuyanlara: (Kitap);
(Emre) yanıp bitince,
Kalmaz tamuyla azap.

Zapteden: Neclâ Yöntem
İstanbul,


19.11.1958