Uyanmadık uyku, tutacak beni,
Okunacak Yâsîn, olacak: ninni;
Topraklar altına, girecek bu ten,
Acep bulur muyum, Sevgilim seni?

Alışık değilim, kul sadâsına,
Mecâza karışık, bir edâsına; (1)
Ezelden gönlümü, sana kaptırdım,
Her dâim hazırım, can fedâsına.

Her neye bakarsam: aslından ölü,
Teslîm eylemedim, verdiğin gönlü;
Burnumu dayadım, senin kokuna,
Sevmem topraklara, dökülen gülü.

Onları koklasam, beni öldürür,
Dostları ağlatır, düşman güldürür;
Bir ayna eyledin, sevince seni,
Her gelip seyreden, yüzünü görür.

Çeşitli görünen hayâl değilim,
Senden gayrisine, meyyâl değilim;
Dili sana verdim, ettirmenğ sükût,
Durmadan söylerim, ben lâl değilim.

Yüreğimden, dâim, nûrundur akan,
Âşık burunlara, çeşitli kokan;
Ayrı değil benim boyam, yüzünden,
Çok renk seyrediyor, gafletle bakan.

Gözlere çarpıyor: sıtr eden deri. (2)
Herkese görünmez; gizli içeri;
Parça parça etse, nâdân, (Emre)yi,
Yüzü sana doğru; döner mi geri…

Zapteden : Vasfiye Değirmenci
Saat: 9.45


(1) Mecâza karışık = Samimî olmıyan.
(2) Sıtr etmek = Örtmek. 22.4.1954