Uşak, terket arzuyu, (1)
Az ye, az iç, az uyu,
Emanet (2) sarhoş olur,
Kim içer üzüm suyu.

O olur Hakka âsi,
Kabul olmaz duası;
Emanet bir hülyadır
O sarhoşun rüyası.

Kim üzüm suyu içer,
O âlem çabuk geçer;
Zâhir sarhoş olanlar
Nefse olamazlar er.

Kim içer aşk bâdesi,
Hâlikden gelir sesi;
Bizi sarhoş eyliyen
Hafız Halil nefesi.

İçenler ayılamaz,
Her yerde yürür şahbaz;
Deniz mürekkep olsa,
Bu kaleme gelir az.

Kim ki bu yolda durur,
Varır, Yârını görür,
Yüreğini çıkarır,
Cânânına götürür.

Alır onu Cânânı,
Kalbine kor cinanı (3)
Bu yolda bekler isen
Bir gün gelir zamanı.

Yârın yüzü çok parlak,
Işığı sendedir, bak…
Eğer bilip gördiysen,
Sen, “ben!” demeyi bırak.

Görünüyor her yerde,
“Ben!” deme, olur perde;
O perdeyi açanın
Yüzleri olur yerde.

Yüzü yerden hiç kalkmaz,
Gayri bir yüze bakmaz; (4)
Hep sofular öğrensin:
Odur (daimî namaz).

(Emre), sen de seni yak,
Kül eyle, yere bırak,
Yer yüzünü kaplasın,
Tepelesin her ayak.

24.9.942


(1) Uşak = çocuk!, yahu! yerinde kullanılır.
(2) Emanet = muvakkat
(3) Cinan = cennetler,
(4) “Gayri” kelimesi, hem “başka”, hem de “artık” mânalarına kullanılır.