Unut dünya tadını,
Hem dahi muradını;
Sen her daim zikreyle
Sevdiğinin adını.

Zikreyle, olunğ (1) nail,
Kavuşmak olur kabil;
Kardeşini öldürdü,
Sevdiği için “Kabil”.

Ondan bilindi mezer, (2)
Acı, bağrımı ezer;
Bir gönül âşık olsa,
Mâşuku ile gezer.

Daim gezer beraber,
O hâl kendine yeter;
Eğer sadık âşıksa,
Gönlünden alır haber.

Hâkim olur cihana,
Âşık olan Sübhana;
Bu devlet kuşu konmaz,
Kıymeti bil, her cana.

Seyret, (baş) ta devlet var;
O kuş o başı arar;
Yüreğini temiz et,
Sabret, başına konar;

Seni eder Süleyman,
Hükmedersin her zaman;
Sana itaat eder
İnsan ü cin hem de hayvan.

Dinle bu sözü ayık, (3)
Çalış da nefsini yık;
Hakka itaat etsen,
Olur bu haller lâyık.

İtaat eder cihan,
Dost olur, bütün düşman;
(Emre)! kuvvet sendedir,
Lâyıka eyle ihsan.

Bu hâl, sende emanet, (4)
Kuvvete yoktur âdet;
Sadık âşık olursan,
Budur “Makam-ı Ahmed”.

Ahmet geçti buradan,
Nasibetti Yaradan;
Bu yollardan geçenler,
Yüreğini etti kan.

Eğer istersen ihsan,
Canını eyle kurban;
“Ben âşıkım!” diyeni,
Mâşuk eder imtihan.

Böyle yazmıştır yazan,
Okur canından bezen;
Kolay kolay geçilmez,
(Emre) ! imtihan kazan.


(1) Olunğ = olursun.
(2) Mezar.
(3) ayıl ! aklını başına topla!
(4) Emanet = muvakkat. 24.5.1944