Seyredin bu koyunu,
Çok seviyor oyunu;
Deryâya karıştırır
Birgün melek huyunu.
Seyredin siz elini,
Tek tek söyler dilini;
Ancak Felek biliyor
Kendinin emelini.
Anlamaz zevkten başka,
Varmış, dayanmış Hakka;
Mevlâyı gören gözü:
(Enelhak) yazan hokka.
Bakın, bürümüş (edep),
Nûr olmuş vücûdu hep;
Gözlerinin siyahı:
(Âyât yazan mürekkep).
Kalbiyle dili: (Mushaf),
Ahlâkı olunca sâf;
Kafasının içine
Mevlâ doldurmuş (İnsaf).
Âleme eder (şefkat),
Mevlâ verir (mârifet);
Her dâim tabîatı:
Âlemlere (merhamet).
Gözüyle eder (ikrâm),
Bakışı, değil haram;
Bugün (arefe) olsa,
Mutlakaa yarın: (bayram).
Târif eden: (Mustafâ),
Yazılmıştır (Mushaf)a;
Bu (Emre) anlayınca,
Her günü oldu (safâ).
Durmadan bakar, görür,
Kazandı bitmez ömür;
Çok şükür, gözlerinden
Sildi, kalmadı mühür.
Basılmış idi hâtem,
Çok yakardı cehennem;
Gözleri açılınca,
Azaplar, buldu hitam.
Cennet oldu her günü,
(Dost)a dönünce yönü;
Bundan sonra biter mi
(İsmâil)in düğünü…
Zapteden: Fuzûle Emre
Başlangıç Saat:17.35
Bitiş Saat : 17.57
Not : Bu doğuş, Emre’nin torunu İsmâil oynarken doğmuştur.
13.3.1954