Senin ile dâim gönlüm,

Sallanır kimin kolu?
Neler getirir devran…

Senin ile dâim gönlüm,
Domurcaktı, açtı gülüm;
Seni gören bilmez ölüm;
Ne ben vârım, ne irfânım…

Yine sana doğru yolum,
Kapında bekliyen kulum,
Tutmaz oldu elim kolum,
Ne ben vârım, ne irfânım…

Sensin bu (Emre)nin sesi,
Sen bülbülsün, hem nefesi,
Yanınca, kaldı kafesi;
Ne ben vârım, ne irfânım…

Senin için çıkar âhım,
Öldürdün, bitti günâhım,
Beni yaktın ey Allahım!
Ne ben vârım, ne irfânım…

Sensin bu söyliyen dili,
Anlattığın; (Sırr-ı Alî);
Açıklarsa, derler: deli!
Ne ben vârım, ne irfânım…

(Emre) görmezse gülemez,
Kendikendini bilemez,
Başka bir arzû dilemez,
Ne ben vârım, ne irfânım…

Dâim sana tutar dîvan,
Sana doğru oldu revan,
Beni gören, oldu hayran,
Ne ben vârım, ne irfânım…

Medet ey Sevgilim! medet!
Yalvarıyor, etme şiddet,
Bu aleme ettin ibret;
Ne ben vârım, ne irfânım…

Ricası bu: eyle kabûl,
Ben lâl-iken, ettin bülbül,
(Emre), yeşil kokan bir gül;
Ne ben vârım, ne irfânım…

Zapteden: İsmail Asfuroğlu, İsmail Muallâ.
Saat:21.15

Not: Toprakkale yakınlarında otomobilde doğmuştur.


2.4.1960