Senden başkasına, veremem meyil,
Cennet, hûri, gılman, oluyor hâil;
Gözümü, gönlümü, ihsân-eyledin,
Gayriye veremem, kimsenin değil.
Karadaki sular, deryâdan gelir,
Âşıkların canı, Mevlâdan gelir;
Herşey döner, gider, aslına doğru,
Topraklardan değil, bâlâdan gelir.
Cemâlini gören, ebedî ölmez,
Bir şeyi sevip de gafletle gülmez;
Minberi, Kâbesi: iki kaşındır,
Seyrânı bırakıp, yere bükülmez.
Söyledin onlara: (Cemâlime bak!)
Bilmiyenler der ki: küfürdür, bırak!
Yüzüyün ışığı, olmuştur deryâ,
Onlar neylesinler, olmuşlardır gark.
İsyan gibi olur, bu, akla göre,
Güneş ne eylesin, görmiyen köre?
Ateşe düşerdi, bu iki cihan,
Herkese görünse, o (Yüz), bir kerre.
Âşikâr olsaydın, hayat kalmazdı,
Gaflet dünyâsında, kıymat kalmazdı;
Kimseler kimseyi farketmez olup,
Ne bir ikilikle, bir ad kalmazdı.
Oldukları gibi, eyledik kabûl,
Kesreti, görürüz, böylece makbûl;
Senlik ile benlik, hoş görünüyor,
(Emre) onun için, etti tenezzül.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:13.30
23.1.1957