Sende fânî oldum, Gözümün Nûru!

Her yandan anılır, Esmâ mıdır bu?
Ben yürürüm yana yana,

Sende fânî oldum, Gözümün Nûru!
Her yandan oluyor, nakşın zuhûru;
İsmimi, resmimi eyledin gaaip,
Ateşinden, oldu, denizler kuru.

Meydana çıkarsan, tutulur diller,
Aşkını dağıtsan, bükülür beller;
Akıla, fikire hayret veriyor,
Durmadan ta’neder bizleri, eller.

Böyle gelmiş, geçmiş, hep ecdâdımız,
Sonunda anılır, dilde, adımız;
Derd ile belâya, râzı, olunca,
Şükrolsun, verildi her murâdımız.

Bir kâmil, ederse vaktında zuhûr,
Bütün âlemlere oluyor meşhûr;
Gözleri görenler, ediyor ikrâr,
(Bunlar zındık!) diyor gözleri mâzûr.

Bir yerde gül açsa, dikenler bürür,
Çiçeği bilmiyen, hârını görür;
İçinden ferahtır, dışından gamlı,
Bunların cümlesi, yaşamamış hür.

Kaanûn-u İlâhî, yolu böyledir,
Hakka makbûl olan kulu böyledir;
Sâde sen değilsin, ey (Fakîr Emre)!
Sağ ile sola bak, dolu, böyledir.

Zapteden: Kadriye Dârendeli
Saat:20.00


4.9.1957