Sana âşık olanlara
Dersin: durma, beni ara!
Bu ne hikmet, sürdürürsün
Çok dillerden nice kara…
Bu mudur yoluyun izi? (1)
Dâim taşlatırsın bizi;
Yanan ateş kir tutar mı?
Onlardır aşkın temizi.
Durmadan ateşin haşlar,
Atarlar, her yandan taşlar;
Biz biliriz, bu yollarda
Kesilmiştir nice başlar…
Onlar ölü değil, diri;
Dillerden denir eseri;
Bilerek fedâ eyledik
Senin için canı, seri.
Etmiş isen kime himmet,
Onlar etmez hiç kabâhat;
Nefsi sana verenlerde
Olur mu ahlâkî illet?
Sürerler seninle safâ,
Lûtuf olur, gelen cefâ;
Seni gören, cânî olsa,
Akılları bulur şifâ.
Onları aldatmaz ahlâk,
Nefse uyup, olmaz ahmak;
Seni aklında gezdiren,
Evvel, gönlü etmiş berrak.
Kablerinde, olan süsü,
Göz kanlarıdır örtüsü;
Teslîm olanın bedeni,
-Biz biliriz- sana (Kürsü).
Çünkü onlar tutar huzûr,
Seninle berâber durur;
Kurban etmişler hayâtı,
Lâyık, gözlerinde otur!
Anlamıyan, desin: kâfir!
Aşkından çalınır nefîr; (2)
Kızgın demire bulaşmaz
Çeşitli kir, hem de zifir. (3)
Onlar sende fânî olmuş,
İki âlemlere dolmuş;
Cümle insan, kötü derse,
Bu (Emre)ye geliyor hoş.
Râzı oldu senin için,
Dâvet eden dînin için;
Sana bakınca görünmez
İki dünyâ, ins ile cin.
Zapteden: Fuzûle Emre
Saat:17.30
(1) Senin yolunun izi. Adana halk dilinde böyle söylenir.
(2) Buynuzdan yapılan boru.
(3) Zifir = yağlı kir. 17.2.1954