Oturunca ben yanına,
Tutuldum aşk ceryânına;
Bana döndürdün yüzünü,
Görüyorum kana kana.
Aşkın geldi, deli oldum,
Câhil iken, velî oldum;
Denizler, karalar bende!
Hızır-İlyas eli oldum.
Mevlânın kuvveti bende,
Ahmed’in hayâtı bende;
Saltanatlar mahkûm bana,
Sırların devleti bende.
Dilimdedir (Kaalûbelî),
Benim varlığım: ezelî;
Bu sırları halleylemek,
(Emre)nin canı bedeli.
Verdi de bu sırrı aldı,
Cansız olup zevka daldı;
Dışından seyreden görmez,
Hem gönülde, hem hayâldi.
Yüzün serdi toprağa,
Benzedi güle, yaprağa;
Söyleyip, duyup, dinliyen,
Gizlenmiş iki dudağa.
Mekân eylemiş Cebrâil,
Dinleyene döküyor dil;
Eğer gönlünden çıkarsa,
Bu (Emre), oluyor alîl.
…………………………………
…………………………………
…………………………………
…………………………………
Ârif olan, eder tavâf,
Hep suçları oluyor af;
Öter çok devlet kuşları,
Çünkü vücûdu, oldu (Kaf).
(Zümrüdanka), orda öter,
(Tûbâ) derler, orda biter;
Ebsem ol (İsmâil Emre)!
Sükût etmek sana yeter.
Zapteden: İhsan Yöntem
İstanbul, Saat:?
Not: Bu doğuş, Çamlıca tepesinden Üsküdar vapur iskelesine gelirken, (Recep Şem’i)nin arabasında doğmuştur. İhsan Yöntem, ışığı olmıyan otomobilde, Emre ile kapı arasına sıkışmış bir vaziyette ve karanlıkta, bir eliyle hem kâğıdı tutmuş, hem de doğuşu zaptetmiştir. Bu yüzden, ilk iki dörtlükle sonradan 3. dörtlük zaptedilememiştir.
20.11.1958