Ölürse, olur kâmil,
İçinde durur âmil;
Zâhirde zelilse de,
O, her işlere kabil. (1)
İster, cihanı yakar,
Yakar, külüne bakar;
Kuvveti görünmüyor,
Çünkü onda hikmet var.
İster ise şen yapar,
Parlatır, eder par par…
Her kuvvete maliktir,
Âşık gönlünü kapar. (2)
Aşkı verir, oynatır,
Bir kazanda kaynatır;
Başından geçen bilir…
İsteyenlere tadır. (3)
Şen oluyor tadanlar,
Gözünden kan akanlar…
Bu göz ile görülmez,
Burda nice âşık var.
Herkese olmaz kısmet,
(Emre) o Dosta hasret…
Dost yüzünü kim görür,
Âleme olur ibret.
30.12.942
(1) “Kabiliyetli” mânasına gelen “Kaabil” kelimesi burada “kaadir” mânasına kullanılmıştır.
(2) “Kapmak”tan.
(3) Tadırmak = tattırmak.