Ninni, ninni, ninni, ey canım ninni…
Acep uyutur mu, söylesem, seni?
Senin bu feryâdın, geldi, hûnetti,
Ateşe düşürdü, duyunca, beni.
Söyleyim de uyu, ben, uzun uzun…
Senin bu iniltin, gelip etti hûn;
İçerim kan ağlar, yüzlerim güler,
Sağa, sola bakan, gözlerim yorgun.
Senden gelen acı, kalbimi dağlar,
İçten içe kanım, akar da çağlar;
Gönlüm gamın ile, doldu, taşıyor,
Ferah edemiyor, bahçeler, bağlar.
Dünyayı doldursa, bülbül nağmesi,
Kulağıma girmez, onların sesi;
Fedâ etti sana, yanarak gönlüm,
Gece gündüz çıkan, içten nefesi.
Ey kulaklarım! sen, duyup çinlenğ mi? (1)
Dost sesinden başka, acep dinlenğ mi? (2)
Kalb yarası, beni, gelip hûnetti,
Sabır mı edersin, yoksa inlenğ mi? (3)
Bu derdine senin, kim bulur çare?
Durmadan sızlıyor, içimde yâre;
Etmezlerse, (Emre), sükût edemez,
Bütün dünya gelip, yapsa bin pâre.
Uyu, uyu yavrum, gel eyle rahat,
Senin derdin başa, kopardı afat;
Kabûl olur, bildim, benim isteğim:
Kimler sana gelmiş, almamış murat!
Zapteden : Neş’e Emre, Ayten Gülderen
Saat: 12.30
(1) Çınlar mısın?
(2) Dinler misin?
(3) İnler misin? 15.12.1952