Ninni deyim, uyu, ey nazlı kuzum!

Hasretin ateşi, beni dağladı,
Vîrâne dünyâda, ey garip insan!

Ninni deyim, uyu, ey nazlı kuzum!
Aşkın parçaladı: sanki bir tozum;
Işığımda döner, nice pervâne…
Durmadan yanarım, sanki de bir mum.

Her yananlar, alır, benden ateşi,
Bu şavkım, mat eder, dönen güneşi;
Denizlerin suyu, bir renk değil mi?
Lezzeti ayrıdır; var mıdır eşi?

Sözümden bilmiyen, dinler de güler,
Benden gıdâ alır, deryâlar, göller;
Öten bülbüllerin aşkı olmasa,
Renk alıp da kokmaz, neylesin, güller.

Kokum taksîm olur, ala, beyaza;
Harâret veririm, kış ile yaza;
Öyle bir güneşim, emsâlim yoktur,
Zıyâm, ulaşıyor, aya, yıldıza.

Her varlıklar hâdim; sultandır (Küre);
Ebedî hay olur, gören bir kerre;
Bu yüz, âşikârdır, seyrân edene,
Ârifler malıdır; neylesin köre…

Bir (Nokta)dır amma saklar (Hudâ)yı
Halkeylediğine, eder edâyı;
(Emre) bitişince, ebedî olur,
(Nefahtü) dilinden, alır gıdâyı.

Zapteden: İli Akgül.
Namrun, Saat:21.00


26.7.1957