Nider (1) bakalım devran,
Durmaz döner her zaman;
Zamanın hiç aslı yok,
Önüyle sonu bir an.
Fakat durmaz dönüyor,
Dönmekle öğünüyor
Sakın çarkına düşme,
Düşenler söyünüyor. (2)
Dönen, geldi yakına,
Gözü açık, sakına,
Gözünü aç, uzak ol,
Vallah başka, bu kına. (3)
O renk bütün dalâlet…
Bulaşır, böyle âdet
Bu söylenen “benlik” tir,
Bize lâzım melâmet.
Sözler Hakkındır, işit,
Rengi var çeşit çeşit…
Nefsine uyanlara
Ne yapabilir mürşit…
Kendinden ola meğer… (4)
Yunsa (5), görünür cevher;
Canını Hakka verir,
Teslim olursa eğer
Söz âbıhayat, yıkan,
Yıkanan, olur insan;
Kabiliyet olana,
İşte söylendi burhan.
İşit, sözdür keramet;
Tutan, olur selâmet;
(Emre)! sözleri işit,
Sen sonra iste himmet.
(1) Nider = ne eder.
(2) Söyünmek = sönmek.
(3) Vallahi, bu boya senin bildiğin boyalardan değil.
(4) Ancak kendinden olmalı, kendisi istemeli.
(5) Yunsa = yıkansa. 18.6.1944