Nidelim biz bu horuza…
Kesip beleyelim tuza;
Cânâna vasıl edelim,
Başına gelmeden kaza.
Seyreylesin o hâl nice…
Gözünü açsın görünce;
Güneş uykusunu alsın,
Gönlünde kalmasın gece.
Dirilsin, olmasın gafil,
Su içsin, olmuştur sebil;
Bu sözler söylenir daim,
Her taraflar olmuştur dil.
Durmadan edilir hitap,
Okunuyor bize Kitap;
Biz daima seyredelim,
Yüzlerinden kalktı hicap.
Taksim olmuş yetmiş bine,
Açılıyor döne döne;
Aşk ateşi tutuşturdu,
Hepsini yakar gine.
Yakıp da yüzünü açar,
Görenin uykusu kaçar;
(Emre) gördü, feryad eder,
Yine yandı, oldu naçar.
Naçar, kusuruna bakma,
Görmez ise düşer gama;
Dilber meydana çıkmıştır,
Bu (Emre) bakmaz hamama.
Görünse yanar bütün can,
Hiç yanar mı hayran olan…
O yüzü seyreyliyenin
Gözüne görünmez külhan.
Âdem bedenidir Kürsü,
Yedi çeşit yapmış süsü;
O Dilberi siper etmiş,
Bu (Emre) nin kalbi, göğsü.
1.2.949