Ne olduk yana yana…

Çıktı sadâmız bizim,
Geldik, gittik, anlamadık, dünyâyı;

Ne olduk yana yana…
Îlân olduk her yana;
Gök kubbede asılı
-Tokmağı vurduk- çana.

Duydu ay ile yıldız,
Çınıltısı buldu hız;
Yardım edince Mevlâ,
Tükendi bütün aciz.

Zuhûr eyledi sür’at,
Mevlâ edince imdat;
Her dimağda değişti
Mânâdan çıkan her tad.

Safâya oldu tebdîl,
İrticâ’ , oldu zâil;
Ledünniyyât konuşur
Hareket eyliyen dil.

Kalktı (Hâl)in kapağı,
Temizledi dimağı;
Mevlâya âşık etti
Her işiten kulağı.

Durmaz çıkıyor sesi,
Açılınca perdesi;
(Emre)ye görünüyor
Dünyânın dört köşesi.

Gece ve gündüz bakar,
Hem de eder iftihar;
Şükür, hayat pınarı
Sür’atlenmiştir, akar.

Zapteden: N. Özsevenler, S. Akgül, E. Özhatay, Ş. Kutkan.
Saat: 20.51 – 21.04


3.6.1954