Ne kadar gülersen, yalan dünyâsın!

Yâ Muhammed! Yâ Mustafa!
…………………………………………

Ne kadar gülersen, yalan dünyâsın!
Boşalıp boşalıp, dolan dünyâsın!
Bâzı, açılırsın, güller gibi sen,
Ömür tükenince, solan dünyâsın!

Hiç iflâh olur mu, suyundan içen?
Yakayı alamaz, pençene geçen;
Sana hâkim olur, Mevlâ âşıkı,
Bir mevtâ olmadan, içinden göçen.

Her tarafın benzer, yanan tamuya,
İçin ateş; dışın garkolmuş suya;
Gözünü açıp da bakan görüyor;
Çünkü benziyorsun, dipsiz kuyuya.

Şiddetli zehirdir, her akan suyun;
Renkten renge döner, bilinmez huyun;
Fitne insan gibi, cüce durursun,
Durmadan değişir, sihirli boyun.

Hemi söyler, hem de, kendin duyarsın,
Sesini duyanı, kana boyarsın;
Sana gelenlere, verirsin libas,
Tekrar, gider iken, yine soyarsın.

Etrafında gezen, mutlaka düşer,
Her tarafın dolu, bilinmedik şer;
Yârab! bu (Emre)yi, dâimâ koru,
Senin bir kulundur, hem dahî beşer.

Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:9.00

Çiftehan yolunda, otomobilde doğmuştur.


8.5.1957