Nasıl anlatalım, acep bu gönlü…
Diriler işitir; duyar mı ölü…
Nebat, çiçek açar, yere dökülür;
(Nefahtü) sulamış; solar mı gülü…

Görünce, saçıyor, bülbül, sesini,
Ondan alır, verir, her nağmesini;
(Cenneti İrfan)dır, mahşerden evvel,
Âşıklara açar, nur perdesini.

Görenlerde kalmaz, âr ile hicap,
Mîzan, Defter, Köprü, böyle bir hesap;
Dünya ve âhiret, bu nefs içindir;
O elde okunur, (Canlı Bir Kitap).

Bilmeden görülse, suâli yoktur,
Bu aklın bildiği, misâli yoktur;
Ay ile gün, semâ, târîf edilmiş;
(Gönül)den gayriye, visâli yoktur.

Neler bağlamıştır, Yârab, beşeri…
Kimi mazlum bekler, kimi haşarı;
(Emre) bu dünyâda, (Dost)unu buldu;
Unuttu, bilmiyor (Haşr)i, (Mahşer)i.

Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:14.30


31.12.1953