Mâlâyânî, bizi, geldi de tuttu,
Sevdiğimiz (Kuş)u, aldı da yuttu;
Gönül, dünyâ ile, olunca meşgul,
Çağıran Aslını, çabuk unuttu.
Merhameti yoktur, vicdansız, alçak,
Dişleri dört yana, yapmıştır saçak;
O (Gül)ü, dibinden, varır, kemirir,
Açılmaya koymaz, olsa domurcak.
Kararmış gecedir, onun vicdânı,
Dâim dâvet eder, zâlim, Şeytanı;
Aşk ehlini eğer, helâk etmezse,
Yüzünü ekşitir, sıkılır canı.
Akıllıya düşman; bakmaz gaafile;
Tutar da dönderir, onu sefîle;
Takılmamak gerek, kanca dişine,
Kurtulmak istersen, boştur, nâfile…
Gözünü açmazsan, onundur meydan,
Dolandığı yeri, ediyor vîran;
Onu koğmak için, olmak lâzımdır:
Cesâret Sultanı, o (Şâhı Merdân).
Korkanın gönlünde, ederler cevlân:
Yedi başlı devler, hem dahî yılan…
Bütün hayvânâta, hâkim değil mi?
Şecâat sâhibi, (Mânevî Aslan)
(Emre)! uzak değil, senin özünde,
Dolanıp geziyor, iki gözünde;
Gaafile muammâ; bilene açık,
Nice hâl gizlidir, söyler, sözünde.
Zapteden: Ekrem Özhatay
Saat: 15.20 – 15.36
14.5.1954