Kesrete düşünce, benim tecellîm,
Sana teslîm-oldu ayağım, elim;
Aklıma gelmezdi, hiçbir emelim,
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Çocuklukta koydun, sen beni yetîm,
İçinde var mıyda, benim niyetim?
Bana lûtuf oldu, her eziyetim,
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Şükür, kabûl-ettim, ben seve seve,
Mukadderâtımı, hem öve öve;
Mağlûb-ettirmedin, sen (nefis-dev)e;
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Nerde ne olursa, bilirim senden,
Tahammül-olur mu, ben dersem: Benden!
Bir gün çürüyecek, verdiğin beden,
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Seninle doludur, gözümle gönlüm,
Vuslat değil midir, ecelle ölüm?
Kalbimde ateşin, bir yanmış külüm;
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Tamuya atarsan, eylemem inkâr,
Sabî iken ettim, ben seni ikrar,
Kapında bir kulum, değilim Hünkâr;
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Saraylar, olursa, zulm-ile âbâd,
Sonucu, olacak, mutlakaa berbât;
Sende yok olmaktır, ebedî hayat;
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Sen ne eyler isen, olurum râzı,
Sabrını verince, aldım murâzı;
(Emre) anlamıştır, yok îtirâzı;
Hayâtımın yolu, böyle geçiyor.
Zapteden: Müncibe Görgün.
Namrun, Saat:10.30
20.4.1963