Kendi hâlimi deyim:
Okumadım, ümmîyim;
Böyle gidiyor yolum,
Şâhımdan mahrum muyum?..
Nasibolmadı mektep,
Süremedim mürekkep; (1)
Cânâna vasıl etti
Halil’den gelen edep.
O oldu bana hoca,
Okutmuştur doyunca, (2)
Ciğerimi çıkarıp
Ayağına koyunca. (3)
Gösterdi, heceledim,
Dediğini belledim;
Bu işler içten oldu,
Bir kitap ellemedim.
Bu bilgi, içten içe…
İstiyen, candan geçe…
Bende varlık görürdüm,
Beni çıkardı hiçe.
Hiçlik, her makam hoşu…
Yoktur iniş, yokuşu.
Gece gündüz yürü, var,
İyi seyret sarhoşu.
Durmaz, ederler düğün,
Bayram ederler hergün…
Eğer görmek istersen,
Sen yan, verirler dürbün.
Unutsn dünü, günü, (4)
Aşka döndürsen yönü,
Kalbinden işitilir
Aşk çalgısının ünü. (5)
Ben olsam orda hâdim, (6)
Kabul ederse Hâdî’m…
Tâ ezelden böyledir,
Hâdî’me olan vâdim.
Ben istemem saltanat,
Dilemem böyle murad;
İstedim, tâbi oldum,
Haktandır hep zuhûrât.
(Emre), sen burdan gitme,
Bu kapıyı terketme;
Sonra seni kovarlar,
Hazineyi tüketme.
6.10.942
(1) “Mürekkep kullanmadım, tahsilim yok” denmek isteniyor.
(2) Doyunca = doyuncaya kadar.
(3) Koyunca = koyuncaya kadar.
(4) Dün = gece, gün = gündüz.
(5) Ün = ses.
(6) Hâdim = hizmetçi.