Kâğıttan bakar da, görünür makbûl.
Bakma, sana benzer, etme tenezzül;
İkimiz de çürür, toprak oluruz,
Yerlere dökülmez, var, Solmıyan Gül.
Sen de benim gibi, bakan resimsin,
Çürüdükten sonra, kalan cisimsin;
Diriyi bilenin, kulaklarında
Bir zaman dolanan, (Emre) isimsin.
Herşeyler aslına, döner, yok olur,
Kendinden kendini, varır da bulur;
Tabîat kanunu: durmaz, devreder,
Nereden nereye, ediyor zuhûr…
Gelen, diri olur, bekler eceli,
Yanlara dökülür, sonunda, eli;
Mevlânın kendinden, kendisinedir,
Herşeyden görünür, eder tecellî.
Yaratır da verir, ona hayâtı,
Her vâra karışık, nice sıfâtı;
Yokluk âlemine, gider, gelenler,
Bu (fenâ) içinde, bâkîdir Zâtı.
Birçokları söyler, engin ve yüksek,
Kimi Şeytandır der, kimisi melek;
(Fâil-i Muhtâr)dır, suâl edilmez,
Dikende yetişir, gül denen çiçek.
Bir devir gelir de, o olur kuru,
Bir yandan sâhiptir, bir yandan uğru; (1)
Yerlere dökülür, eğri yürüyen,
Semâya, yetişen, göverir, doğru. (2)
(Emre)! sen mahlûku gör de ibret al,
Aldatmasın seni, arzû ve hayâl;
Bu kadar söyledi, eğer duymazsan,
Kimden kime âit, idrâk et, vebâl?
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:14
Not: Bu doğuş, Emre, yatağa uzanmış, duvardaki kendi resmine bakarken doğmuştur.
(1) Uğru = Hırsız.
(2) Doğru olan, göverir, yeşillenir, semâya yetişir. 10.11.1952