Herkes, bilmez, benden ister tesellî,
Hatıra gelmiyor, bilmez, emeli;
Gönlümden akıyor, kan ile sular,
Göze görünmüyor, Seyhun’un seli.

Bir yandan geliyor, Yârimden gamlar,
Aklımda kalmadı, geçen eyyamlar;
Hasretin hançeri, battı kalbime,
Yarasından, kanlar, içine damlar.

Delik delik eder, düştüğü yeri,
Atom bümbasına, benzer herbiri:
Biryandan öldürür, tekrar diriltir,
Gönlüm zekârettir, dışarım diri. (1)

Eşim, dostum benim, hâlimi bilmez,
Yüzüme bakmayın, içerim gülmez;
Bir ateşte yanıp, yok olan zerre,
Yoğa mahkûm değil, birdahi ölmez. (2)

Acep benim dilim, kürt mü, arap mı?
(Emre) anlaşılmaz, şen mi, harap mı?
Doldurup doldurup, verir herkese,
Alıp içen bilir: kan mı, şarap mı?

Zapteden : Vasfiye Değirmenci
Saat: 13


(1) Zekâret: Sekerât-ı mevt, can çekişme hâli. Adana ağzında böyle söylenir.
(2) Birdahi = birdaha. 23.12.1952