Gülüşü beni dağlar,

Beni söyletiyor, bu mecbûriyet…
Kar yağar, kapatır, dağ ile taşı,

Gülüşü beni dağlar,
Zülfü sallanır, bağlar;
Bu benim hasretime
Dostlar, düşmanlar ağlar.

Aşkın yoktur ilâcı,
Bu hasret gayet acı;
O Yâr ile bir olmak:
Sultan Süleyman tâcı.

Görse, dünyayı neyler…
Mecnun, Leylâyı neyler…
Âşık, Mâşuk bir olsa,
Köşkü; yaylayı neyler…

Tutuşurlar elele,
Her dâim güle güle;
Harfi, yazısı yoktur,
Târîfi gelmez dile.

Kâğıdı kalbden kalbe,
Kalemi sığmaz cebe;
İçten içe konuşan,
Benliğe eder tövbe.

Bu lisandan bilir Yâr,
İçten söyler, hem duyar;
Kuşdili bilmiyenler,
Oraya varsa, kayar.

Yürüyemez her ayak,
Anlıyamaz her ahmak;
O, güneş kıvılcımı;
Her göze denilmez: Bak!

Görse, gözü kamaşır,
Ayakları dolaşır;
…………………………
…………………………

Zapteden: Vasfiye Değirmenci
5.12.952 Saat: 18.10


Not: Bu doğuş, Emre’nin küçük torunu Hakkı’nın ağlaması üzerine yarım kalmıştır. 5.12.1952