Gözlerim baka, baka,
Yine ben düştüm zevka
Mâşûk’a lâyık mıdır
Daim âşıkı yaka?..
Biraz eylesen kerem… (1)
Yaralara sür merhem;
Hayaline çok baktım,
Yanıma gel de görem (2).
Hasret cana etti tak,
Biraz da sen gel de bak…
Baharlar geldi geçti,
Gazel oldu bu yaprak. (3)
Dökülür, düşer yere,
Merhamet et bir kere…
Yüreciğin taş mıdır…
Mevlâm merhamet vere…
Biraz yüzünü dönder (4).
Cânım, bu hasret yeter…
Durmaz hasret çekerim,
Bâri bir haber gönder.
Yanarım, gel yanıma,
Yandım, kıyma canıma;
Gel de teslim edeyim
Canı sen, Sübhanıma.
Kimse yoktur arada,
Sırrolmuştur “kara” da;
Sıfâtı uzak durur,
Zâtı şimdi burada.
Yarabbi, bu nasıl iş…
Yüreğime soktun şiş;
Bu (Emre)nin yüreği
Aşk ateşinde pişmiş.
Pişmiş de olmuş kebap,
Kâr eylemez âfitap;
Yürekten çıkan duman,
Arada komaz hicap.
Göremez iki cihan,
Olmazsa senden ihsan.
Senin için yanarım,
Sende yok imiş iman.
Bu sözü kâfir duyar (5)
Benim hâlime bakar;
Merhameti olmıyan,
Hasreti ile yakar.
Yine acayip dedim,
Söyleyip, bilmez dilim;
Yakın gel de göreyim
Yeter artık çektiğim.
Bilirsin, sen de çeksen,
Bu firkatlere düşsen;
Döne döne yanarsın
(Emre) hâlini görsen…
Hiç aşka olur mu son…
Bu halden olduk memnun;
Kimler ne derse desin,
Çalar, oynarız oyun.
Dost bahşiş etti bize,
Bu düştü sehmimize… (6)
Bu Mevlâmın aşkını
Ararlar geze geze.
Ehli olanlar arar,
Nâehli görür, kaçar,
Ehli, aşk bulmak için
Gezerler diyar diyar.
Bak bu âşık işine,
Ateşe düştü yine;
Bu aşkta fani olan,
Düşmez elin peşine.
Mahmur elinden içen,
Dostun iline göçen,
İlelebed sağ kalır
Aşk potasından geçen.
Bak bu âlim şeytana,
Secde etmez insana;
Âşıkı azdırmıya
Uğraşır yana yana.
Verir kendine paye,
(Ârifim!) diye diye;
Dostun yüzünü gören,
Niçin libası giye…
Sıra geldi Hilmi’ye,
Bu aşka boyun eğe;
Bu (Emre) hayran olmuş,
Daim gözünü seve.
(1) (Biraz eyle sen kerem) de okunabilir.
(2) Görem = göreyim.
(3) Gazel = Kuru yaprak.
(4) Döndür. Halk ağzında böyledir.
(5) Bu sözü kâfirler bile duyar da merhamete gelir.
(6) Sehm = hisse. 31.1.1945