Gönül bahçesine bir ateş düşmüş..
Bülbülü gelip te öter mi ola,
Hep gülleri çeşit çeşit açılmış,
Dost gelir alır da koklar mı ola?

Kâf dağının çeşmeleri kurumuş,
Yârin otuz iki dişi nûrumuş,
Bahçeleri harap gülleri solmuş,
Yâr gelir de bir gün sular mı ola?

Yâr beni bıraktı ıssız yerlerde,
Bülbül kan ağlıyor, gurbet ellerde;
Yâreli bıraktı beni çöllerde,
Dost gelir de bana eş olur mu ola?

Gözüm yaşı ırmak olup akanda,
Dost hançeri ciğerime çakanda,
Yâr önünde kızıl kanım akanda,
Cânân gelir merhem sarar mı ola?

Ayaklar altında beni çiğnetir,
İçimdeki ateş beni inletir,
Âşıkların hâli daim böyledir,
Dost bana acır da yazık der mi ola?

Bir âh çektim arş-ı âlâ-yı yaktı,
Münkirler toplandı hep bana baktı,
Dost saçının telin boynuma taktı,
Mansur gibi berdâr eder mi ola?

Kâf dağının etrafı dumandır,
Yârı görmiyeli hayli zamandır,
Senden ayrılalı hâlim yamandır..
Âh Emrem de nerde kaldı der mi ola?