Gelenden sorarsak, dilleri dönmez,
(Âhir)e gidenler, geriye dönmez;
Bu nasıl esrardır, dâim kapalı,
Ateşi bâkîdir, yanar da sönmez.
Öyle bir bilgidir, (İlm-i Ledünnî),
Babasız, anasız; doğurur dîni;
Kitabını açtım, bir kerre baktım,
Târîf eyleyemem, neyledi beni…
Derdimi sorana, bir lâl ediyor,
Kalbden îlân-eden, dellâl ediyor;
Gözüme girip de, bana bakınca,
Meydanda gezerken, hayâl ediyor.
Benlikten koymayıp, gubâr-ediyor,
Dâimâ eriyen, o kar ediyor;
Benim ile çekip, hasretle hüzün,
Berâber olup da, O zâr ediyor.
Bildim: kendi imiş, âşıkla Mâşuk,
Gaayetle sârîdir, değil bulaşık;
Her gözle görene, hem de duyana,
– Vâdini eyleyip – olmuş karışık.
Yanlış görenlere, odur cehennem,
Dilimi keserler, tamam der isem;
(Emre)! takdîr Ondan, gözünü aç, bak:
Edip Eyleyendir, eyleme sitem.
Zapteden: N. Kayalıyük
Saat:8.00
17.2.1958