Ey Yaradan! bu ne hikmet…
Bütün âlem eder hizmet;
Birçokları eder isyan,
Döner, senden ister himmet.
Birçokları senden gafil,
Fakat senden ayrı değil,
Cirmi olsa bir karınca,
Eğer olsa büyük bir fil. (1)
Ayrılığıdır bir idrâk, (2)
Karışmıştır yerle eflâk;
Hayatları bütün sensin,
Çıkar isen, olurlar hâk.
Ayrı gösteren, bu beden…
Biz biliriz, Muhitsin sen,
Orta yerde kimseler yok,
Her tarafta sensin dönen.
Anlaşılmaz, bu bir ilim,
Seyreder bu hâle âlim;
Dilimden söyliyen sensin,
Bilmez oldum, bu (Emre) kim?
Ara yerde oldu gaip,
Bu hal, ona oldu nasip;
Sabredemez, dili söyler,
Anlamıyan, eder tâyip.
(1) Cüsseleri, ister, bir karınca kadar küçük, ister, bir fil kadar büyük olsun, mahlûkatın hiçbirisi senden ayrı değildir; daha doğrusu, sen onlardan ayrı değilsin onlar bunu bilmezler.
(2) Onları senden ayıran şey, idrâkleri, yani akıllarıdır.
11.5.950