Dünyânın gıdâsı: gözlerin yaşı;

Leylâsız Mecnunsun, sahrâ gezersin,
Vâhid-i Kahharsın, senin mülk ve mal,

Dünyânın gıdâsı: gözlerin yaşı;
Durmaz kan ağlatır, nice bin başı;
Bakaa âlemine giden insanın,
Aşk-ı ilâhîdir, her dem yoldaşı.

Onunla dirilir, birçok ölüler,
Evvel kan ağlar da, sonunda güler;
Muhabbet ateşi, târîf ediyor,
Ordan zuhûr eder, böyle türküler.

Bilip âh edince, uğradı bize,
Diri iken etti, canlı cenâze;
Bizim bir noktamız, deryâya benzer,
Durmaz çalkalanır, görünmez göze.

Tâ ezelden, olmuş böylece karar,
Ey Dilberim! seni, çokları arar;
Sırat denen yoldan, kim ki yürürse,
Mutlaka gelir de, bizlere uğrar.

Bu yanık gönlümüz, verir izini,
İstersek, açarız, onun gözünü;
Hâliki mahluktan, hoşlanmayınca,
Fayda etmez, dâim, bükse dizini.

Rızâ eylemeğe, var (Emre)! uğraş, (1)
Evvel, nefsin ile, sen eyle savaş;
Bu yol, korkuludur, tek gidilir mi?
Aşkın arslanını, al, eyle yoldaş.

Kalbini temizle, sâhibi görsün,
Herkes haşroluyor, dâimâ, bugün.
Seni dâvet eden, varlık istemez,
Ateşlere at, yak, yoklukla öğün.

Zapteden: Fuzûle Emre
Saat:13.30

Not: Bu doğuş, Salı günü Saat:21’de vefât eden çok değerli ve tam mânâsiyle aslında fânî olmuş büyük ve asîl kardeşimiz Selim Akgül’ün vefâtından onaltıbuçuk, gömülüşünden de birbuçuk saat sonra doğmuştur.


(1) Rızâ eylemeğe = Râzı eylemeğe. 21.9.1955