Düğün müdür, bayram mıdır?
Hac yolunda ihram mıdır?
Herkesler ta’neder bizi,
Helâl midir, haram mıdır?
Sevemiyen, bizden kaçar,
Bu aşk bizi etti nâçâr;
Vücûdumuz topraktaysa,
Bu aklımız Dosta kaçar.
Hiç bilinmez erkânımız,
Böylecedir imkânımız;
Yeryüzünde gezer iken,
(Ulâ)larda mekânımız.
İşâret eder elimiz,
Kelâmla dolu dilimiz;
(Lâyüs’el)dir (ammâ yef’al):
Bellisizdir emelimiz.
Biziz mahkûm, biziz hâkim,
Biziz mazlûm, biziz zâlim;
İstiğrâka düşer isek,
Nasıl anlar zâhid, âlim…
Ne kudret verildi bize…
Benziyor yedi denize;
(Lezzet) ile (Hâl), gelmiyor
Ne kaleme, ne de söze.
Hep (Emre)nin sözleri hak;
Kolay kolay duymaz kulak;
İçi (Cemâl) ile dolu,
Dışı ise, kara toprak.
Bâzı, yerde sürünürüz,
Ete, tene bürünürüz;
Bâzı, olur mânâ gülü,
Bâzı, zelîl görünürüz.
Zapteden: İhsan Yöntem.
Namrun, Saat:20.00
25.7.1959