Dönerek güzel bakar,
Gören, eder iftihar;
Gözünün kancasına
Birçok goncalar takar.

Yüzünde vardır şûle,
Benzer domurcak güle;
Cemâlini görenin,
Gönlü olur zelzele.

Kalbi: (Cennet-i İrfan),
Dolu hûriyle gılman;
Methü senâ etmeğe
Kâfi gelmiyor lisan.

Söylense bu uzun sır:
İçinde gizli (Nâsır);
Medeniyet devridir,
Çünkü, yirminci asır.

İçi ne kadar cemîl…
Seyrân edemez câhil;
Görmeden iknâ’ olmaz
Şimdiki doğan nesil.

Akıllı, sonra doğan;
Durmadan artar irfan;
Her ilim, kemâlâta
Sür’atle gider, her ân.

Gittikçe, olur ferah,
Terakkî, değil günah;
Anlayışlar arttıkça,
Meydana çıkar Allah.

Gider, (Dost)a dayanır,
Onu gören uyanır;
(Emre) doğru söylese,
Bilmiyen, küfür sanır.

Zapteden : Fuzûle Emre
Saat:9.30

Not: Bu doğuş da, Emre’nin torunu küçük İsmail hoppalada oynarken doğmuştur.


28.1.1954