Doldur, Sâkî! ver, içek, (1)
Biz bu benlikten geçek; (2)
Biz senden ne umardık,
Bizi eyledin köçek.
Bizlerde koymadın âr,
Yok ettin, yokluk tutar;
Sana varıp yetişen,
Hem çalar, hem de oynar.
Sen düşürdün bu ize,
Dahi benzer denize;
Attın sen bir meşrebe,
Akıllar yetmez bize.
Burda yol olmuş tamam,
Kâh keyf verinğ (3), kâh da gam;
Sana cemaat olduk,
Bize olunca imam.
Oynatırsın sen oyun,
Döner, dersin sen: soyun!
Biz gezerek kılarız,
Bu, (salât-ı dâimûn).
Bizi bilemez eller,
Görenler dinsiz beller;
Burada yok olmuştur
Nice nice dilberler…
Arkasından (4) olmuş var,
Kalmamıştır hiç inkâr;
(Emre)! benlik gelirse,
Yetiş, Rabbına yalvar.
(1) İçelim.
(2) Geçelim.
(3) Verinğ = verirsin.
(4) Yok olmayı müteakıp, ebediyen varolmuşlardır. 18.6.1950