Doldur, Sâkî! ver, içek, (1)
Biz bu benlikten geçek; (2)
Biz senden ne […]

Pek zordur bu haller, olunmaz razı,
Razı olan, Mevlâm, alır murazı,
Bu yol […]

Kâh çıkarsın gözönüne,
Kâh çıkarsın aya, güne,
İzin yoktur ki görüne…
Nerede bulalım […]

Kimisi güvenir mala,
Kimisi yapışır dala,
Bütün varlık burda kala…
Senden başka […]

Terkeylemeyince bu malı, mülkü,
Soyup atmayınca ten denen kürkü
Görür de duyar mı […]

Dilârâ kaldırır perde,
Âşıkı düşürür derde;
Dilârâ’ya âşık olan,
Daim bulur, demez: nerde?

Bir zerreyim, sen “Kül” sün,
Ben bedenim, gönülsün;
Kalmasın benliğimden,
Mânevî yüzüm gülsün.

Yerli yerincedir, hiç değil yanlış:
Bir zaman yaz olur, bir zaman da kış;

Seveyim deyince Dilberim, seni,
Her gözlere taksim eyledin beni;
Seni arar iken ben […]

Bilinir mi bu esrar…
Görülmüyor âşikâr;
Her göze görünürse,
Çoğuna eder zarar.

Eğer bildi isen, nedir teşvîşin?
Acep elinde mi bitmiyen işin?
Anadan doğup da […]

Ölüyü ziyaret eder dirisi… (1)
Göründü ileri, hem de berisi;
Yetiştirdin, ektin, harman […]