İnsan sanki bir su akar da gider,
Kendi varlığını yakar da gider;
Benim! Dediğimiz bu fânî cihan;
Sanki bir pencere, bakar da gider.
Düşman kovar gibi kaçar da gider,
Elinde değildir, nâçâr da gider;
Kimisi gaafildir sanki bir ölü;
Ârifler, gözünü açar da gider.
Rabbini bulanlar uyar da gider,
Mânâ sözlerini duyar da gider,
Manevî bir yoldur izi görülmez,
Gözünü açmıyan, kayar da gider,
(Aynelyakîn) olan Sultâna gider,
Ebedîyyen bâkî Vatana gider;
Kuldan yoldaş olmaz, ancak Yaradan!
Bilen ellerinden tutana gider.
Sâdık olan erler, ihsâna gider,
(Hakta fânî olan İnsan)a gider;
Rabbül’âlemîndir, hem de mürebbî;
Onu tanımıyan noksâna gider.
Gelen bu âleme, mutlaka gider,
Kimisi bahçeye bir bağa gider;
Bedende sıkışıp kalan akıllar,
Benliğe karışıp toprağa gider.
(Emre)! âşık olan, huzûra gider,
Sönüp de bitmiyen bir nûra gider;
Benî İmran gibi tahammül eden,
Canlanıp da dönen o (Tûr)a gider.
Zapteden: Suzan Köymen, Ayşe Emre
sa: 18:55
25.08.1967