Ne kadar zalimdir Yârabbî kesret,
Şefkati, eylemez herkese kısmet,
(Yuhibbül cemâl)dir meydanda iken,
İnsana göstermez olmazsa himmet.
Hicâb-olmuyor mu verilen benlik?
Dâim İblis gibi durduruyor dik;
Serbest bırakılmış yaradılan kul,
Sen değil misin her şeye mâlik?
Mâdem ki yarattın, eyle hidâyet,
Yüzlerini aç da sen söyle: Seyret!
Delîl olmak için neden gelmiştir,
Cihânın güneşi Hazreti Ahmed?
Bizlerden çıkıyor onun sadâsı,
Cibrîl ile birdir dâim Hudâsı;
Bâzı kullar, onu ediyor inkâr;
Âşıkların diyor: Canlar fedâsı.
Yârab! Hidâyet et gaafil kuluna,
Cümlemizi düşür onun yoluna;
Settârül’uyûbsun, Gaffârüzzünûb,
Haşreyleme bizi dünya çuluna.
Nefis ile akıl, ona meyyâldir,
Sâdık olan bilir, çünkü hayâldir;
Tefekkür deryâsı ebedî bâkî;
Bunlardan gayrisi kıyl ile kaaldir.
Meded Habîbullah! Bekleriz senden,
Yok olup gidecek bu fânî beden;
Nefse mahkûm olur, olsa da âlim,
Yüzü ayân iken, onu görmeden.
Gaflet uykusundan bizi uyandır,
Gam ile hicrâna, lütf et, dayandır;
(Emre)! gözlerini Hakka ver seyret;
(Gaaib) zannedilir, dâim âyândır.
Göründü gene O, oldu âşikâr,
Aynelyakîn olan, edemez inkâr,
Kulaktan duyanlar ne kadar bilse,
Zan ile gümandan, edemez ikrâr.
Zapteden: Naciye Özhatay, Suzan Köymen, Ayşe Emre
sa: 08:14
14.08.1967