Denizlerin suyu dolar dereden,
Devr-eder, ayrılmaz dönen Kürre’den;
Hiçbir kul bilir mi gelir nereden;
Devirden kurtulan anlar bu sırrı.
Her şeyler dönüyor yine aslına,
(Tefekkür) verilmiş sâde insana;
Bu yoldan yürüyen kavuşur sana;
Devirden kurtulan anlar bu sırrı.
Zamaneye göre yapılmış bina,
Turistler seyreder sen de bak ona,
Kitab-ı Kâinât okursan sana,
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
Ne kadar zorumuş bilmek bu sırrı,
Her baba yiğidin değildir kârı,
Mutmain olmayan eder inkârı,
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
Nebîler velîler nice dökmüş dil,
Duymak için lâzım imânı kâmil,
Burada âmâ olan ahrette alîl,
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
İşaret edene diyorlar ahmak,
Böylece kurmuştur kanununu Hak,
Kalbinde bir göz var, onun ile bak;
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
Aşk-ı ilâhiden sen al izini,
Dâim takib eyle âlim izini,
(Emre) çok bükmüştür burda dizini,
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
Seni bırakırsan senden yanadır,
Eğer benlik bitse bu yol ihsânadır,
Mânâ dili derler o lisânadır,
Gideceğin yeri idrak-et gönül.
Zapteden: Ayşe Emre, Naciye Özhatay
Namrun
27.07.1967