Yârab bilirim ki bir âciz kulum,
Senin ile dolu elim ile kolum;
Nereye giderse benim ayağım;
Sana dayanıyor, çok şükür, yolum.

Kalbimin içinde edersin cevlân.
Onun için çıktı bu fânî cihân;
Müminlerin kalbi Allah’ın evi;
Aldın kabul ettin şükür ki Sübhân.

Nazarımdan çıktı bu dönen Küre,
Bir toz bırakmadı kül ile zerre;
An gelir olurum nice felekler;
An gelir bilmem buralar nere.

An gelir olurum güneşle güneş,
An gelir olurum her şeye bir eş;
An gelir olurum her vara Hâkim;
Bâzı da oluyor her şey tebelleş.

Gamlar gelir basar bir an gülemem,
Aklım gaaib-olur bir şey bilemem,
An gelir de basar zevk-ı ebedî;
Ondan başka lezzet asla dilemem.

Çok şükür bir oldu lûtuf ile gam,
Senin değil kimin aklımla azâm;
Bir karar duramaz her yaratılan;
Çün dedin kurulmuş böyle bir nizam.

Hele ki bildirdin eyledin kabûl,
Böylece ferahta senindir gönül;
Kim ne derse desin senin için biz,
Duyup dinliyoruz sanki bir bülbül.

Yaşamak lâzımmış akıl bu hâli,
Bizden evvel gelen olmuş misâli;
Gaflet açtırmıyor nefis gözünü;
(Emre) bak bu meydan kalır mı hâlî.

Bütün bu canların Yaradanı var,
Damarında gezen mutlak kanı var,
Temizlen de seyret sen dört yanına;
Dâim affedecek bir Rahmân’ı var.

Zapteden: Ruşen Mirici
sa: 13:45


19.08.1966